13 yılı geride bırakan İzmir Uluslararası Kukla Günleri, 5-22 Mart tarihinde 14’üncü kez gerçekleştirilecek. Festival, İzmir’in birçok ülke tarafından tanınmasında büyük rol oynuyor. 13 yıldır, festival döneminde İzmir’e dünyanın birçok ülkesinden gelen kukla tiyatrolarının kurduğu kültür bağları sayesinde hem İzmir’in hem de Türkiye’nin çağdaş kimliği ziyaretçilere aktarılıyor. 13 yıldan bu yana festivali sürdüren İzmir Uluslararası Kukla Günleri Direktörü Selçuk Dinçer’e bu organizasyonun kente ve ülkeye kazandırdıklarını sorduk...

‘Çok kolay sanıyorlar’

Bu tür işler dışarıdan bakınca çok kolay görünüyor. Kent için yararları saymakla bitmez. Neden sayıları artmıyor?

Bir sanat festivali düzenlemek bugünkü koşullarda akıllı insanın yapacağı bir iş değil. Sıradan seyirci gerçekten de bu işlerin çok kolay olduğunu sanıyor. Oysa hiç de öyle değil. Bir sanat festivali, bir grup insanın kendini bu işe adamasıyla ortaya çıkıyor. 14-15 ay gibi bir süre gerekiyor bir festivali düzenlemek için. Bir festival gerçekleşirken bir sonraki festivalin hazırlıkları çoktan başlamış oluyor. Bitip tükenmeyen bir iş yığını var sürekli önümüzde. Oyunların seçimi, gruplarla anlaşılması, birçok farklı ülkeden gelecek sanatçıların ve oyun malzemelerinin İzmir’e geliş-gidişleri, transfer ve konaklamalar, salon ve etkinlik alanlarının ayarlanması, teknik ihtiyaçların giderilmesi, broşürlerin hazırlanması, halkla ilişkiler ve tanıtım çalışmalarının yürütülmesi, vs...

Bütün bunlardan sonra festivalin finansal sorunlarının çözülmesi de büyük zorluka. “Ne güzel ve yararlı bir iş yapıyorsunuz, tebrikler” diyen çok kişi var, “Biraz destek verelim” diyen neredeyse kimse yok. Festivalin, büyüklüğüne yakışan ilgiyi ve sevgiyi fazlasıyla görmesine rağmen, gereken desteği gördüğünü söylemek çok zor. İşte bu yüzden kente ve ülkeye çok yarar sağlayacak bu tip sanat festivallerinin sayısı artamıyor.

13 yılda neler oldu?

İzmir Uluslararası Kukla Günleri 13 yılda 48 farklı ülkeden 310 kukla tiyatrosu topluluğunu sanatseverlerle buluşturdu. Bu süre içinde İzmir’e gelen yaklaşık 2 bin 250 yabancı sanatçının görev aldığı 500’e yakın oyun, 700 bin civarında seyirci sayısına ulaştı. Festival son yıllarda, dünyada her yıl düzenlenen kukla festivalleri arasında en büyük festival olarak anılmayı başardı.




‘İzmir’i tanıtıyorlar’

Kentin tanıtımına bu festivalin katkısını nasıl?

Bu ölçekte bir festival düzenleyerek dünyada bir kıskançlık yaratıyoruz bir kere. “Nereden çıktı bu festival?” diye şaşıran çok insan var. Birçok festivalin dev bütçelerle yapamadıklarını biz burada, olmayan imkanlarımıza ve bulamadığımız desteklere rağmen başarıyoruz. Her yıl birkaç yüz yabancı sanatçıyı İzmir’e getirebilme başarısını gösteriyoruz.

Festival sayesinde kente gelen yabancı sanatçıların kentte gördükleri büyük ilgi ve kültür-sanat ortamı, kendi ülkelerine döndüklerinde daha geniş çevrelerin İzmir’i tanımasında ve ülkemizle ilgili olumsuz önyargıların silinmesinde çok etkili oluyor. Kendi ülkelerindeki basın yayın organlarında gördükleri yalan yanlış haberler yüzünden birçoğu çekine çekine geliyor İzmir’e.

Ama festival sayesinde gelip, önyargılarından kurtulup döndüklerinde hepsi bizim kültür elçilerimiz oluyorlar. Bundan daha olumlu bir tanıtım olabilir mi bir kent, bir ülke için?




‘İzmir, sanat festivali fakiri’

İzmir binlerce yıllık kültür tarihi olan bir kent. Ancak son yıllarda sıklıkla, hak ettiği yerde olmadığına dair eleştiriler var. Sizce de İzmir böyle mi?

Tam da böyle. İzmir bazı açılardan olması gereken yerin çok uzağında. Bunların başında sanat ve kültür geliyor. İzmir’i her açıdan kalkındırmanın tek yolu sanata yatırım yapmak ve bu alanda markalar yaratmak. Böylece turizm de gelişir ticaret de. Oysa bugün sanat üretmek konusunda ciddi eksikleri var İzmir’in. Kentin adını uluslararası arenada duyuracak sanat üretimleri çok yetersiz.

İzmir, sanat festivali fakiri bir kent. Toplasan kentin adını duyurabilen 3-4 festivali var. En az 10 nitelikli uluslararası sanat festivaline daha ihtiyaç var. Tabii gerçekten uluslararası olacak, dünyada tanınacak ve kendi alanında saygı uyandıracak nitelikte... Uluslararası bir sanat festivalinin yaptığı tanıtımı asla parayla yapamazsınız. Örneğin İzmir Uluslararası Kukla Günleri’nin bu kenti tanıtmak adına başardıklarına, kentteki hiçbir kurumun bütçesiyle erişilemez.


Devami...