Binlerce seranın kurulu olduğu Pendik’e bağlı Göçbeyli Köyü’ne yönelik proje geliştiren İBB, İstanbul’un sebzesini buradan sağlamayı planlıyor. Küçük işletmeleri kooperatif çatısı altında birleştirilecek proje kapsamında tüketiciye doğrudan satış sağlayacak pazar alanı da kurulacak... İstanbul’un 151 köyünden biri olan Pendik’e bağlı Göçbeyli Köyü, sebze üretimiyle ‘örnek köy’ olacak. Göçbeyli Köyü’nde 25 yıldır seracılık yapılıyor. Günlük 60 tona yakın sebze üretimi yapılan köyde 2 bine yakın sera bulunuyor. Köyün en büyük geçim kaynağı sebze üretimi. Patlıcandan salatalığa, biberden lahanaya onlarca sebzenin yetiştirildiği köyün neredeyse tamamı beyaz seralarla kaplı. Köydeki seracılık artık İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) hayata geçireceği projeyle kurumsal bir hale dönüştürülecek. Köyü ziyaret ederek hazırlanan projeyi köylülerle paylaşan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, köye pazar alanı yapılacağını ve üreticinin ürünlerini doğrudan İstanbullulara ulaştırabileceğini, alışverişe gelenlerin de köy mutfağında pişen yiyeceklerle ağırlanacağını söyledi. İmamoğlu’nun detaylarını paylaştığı proje kapsamında, üreticilerin bir kooperatif çatısı altında buluşması ve tarımsal destek ve hibelerden yararlandırılması da var. Ayrıca köye, meydan, cami, kütüphane, piknik alanı ve çocuk oyun alanı, sosyal tesis, köy kıraathanesi, açık otopark, pazar alanı, sera kafe ve atölyeler de yapılacak.

Günde 60 ton sebze üretmelerine rağmen para kazanamamaktan yakınan köylüler doğrudan satışla üreticinin kâr edebileceğini söylüyor.
Günde 60 ton ürün
Açıklanan projeye köylüler de umutla bakıyor. Köy Muhtarı Ali İhsan Hünük, “İmamoğlu’yla köyümüzde tarımı nasıl geliştirebiliriz, neler yapılabilir bunları konuştuk. Köyümüzde yaşayanların tamamına yakını çiftçilik yapıyor. Seralarda, yazın, salatalık, domates, biber, patlıcan kışın ise, yeşil soğan, kıvırcık, lahana gibi sebzeleri üretiyoruz. İstanbul’un Anadolu Yakası’ndaki hallere günlük 60 ton ürün gönderiliyor” dedi.
Her türlü mahsulün köylerinde yetiştiğini belirten Göçbeyli Tarım Kalkınma Kooperatifi Başkanı Salim Dilemek de şunları söyledi: “İmamoğlu’na sorunları anlattık. O da belli sorunların giderileceğini söyledi. Seracılık geriliyor. 15-20 yıl öncesine kadar burada 5 bin sera vardı, şimdi 3 bin tane sera var. 15-20 yıl önce 30 kuruş olan salatalık, bu yıl da 30 kuruş. Aracılar alıyor pazarlarda 3-4 liraya satıyor. Bu işten köylü değil, aracı kazanıyor.”
Üretici İsmet Aydın, “Sebze Antalya’dan buraya gelene kadar macun oluyor. Biz günlük topladığımız taze sebzeyi İstanbulluyla buluşturuyoruz. Ürünlerimizi satabilmek için İstanbul’daki pazarlardan yer istedik” dedi.
‘Örnek köy olacak’
Köylülerden Yasemin Bürce de, “İmamoğlu hazırladıkları projeyle, köylülerin yemek pişirip satabileceği, gelen misafirler ağırlayabileceği, otoparkın olacağı, ürünlerimizi satabileceğimiz yerlerin olduğu, seraların düzenlenmesi ve derenin temizlenmesiyle örnek bir köy olacağını söyledi. Projenin önümüzdeki yıl baharda biteceğini belirtti” diye konuştu. Yeterli desteği alamadıklarını belirten Sevgi Bilir de şunları söyledi: “Hiçbir yerden destek alamıyoruz. Köyümüze hafta sonları dışarıdan gezmeye çok gelen oluyor. Fakat misafirlerimizi ağırlayabileceğimiz, bir çay ikram edebileceğimiz bir yer yok. İmamoğlu, bu sorunları çözeceğini söyledi.”

‘Dere kirli’ iddialarına İBB’den analizli yanıt
Köylülerin birçoğu da seralarının yakınındaki Riva Deresi’nden şikâyetçi. Bu dereden ürünlerini sulayan köylüler, Gebze Organize Sanayi’nden çıkan atıkların dereye atıldığını ve suyun kirletildiğini belirtti.
İBB’den yapılan açıklamada ise Riva Deresi’ndeki kirlilikle ilgili analiz yapıldığı belirtilerek şunlar kaydedildi:
“Alınan numuneler, sulama suyu açısından değerlendirildiğinde; suda ağır metallere rastlanmamıştır. Tarımsal olarak da incelendiğinde; bitki besin elementleri ve tuzluluk yönünden bir sıkıntı görülmemektedir. Kirlilik açısından bakıldığında ise; çözünmüş oksijen ve florür için birinci sınıf yani çözünmüş oksijen sonuçlarının iyi olduğu tespit edilmiştir.”



Devami...