Türkiye’de sayıları 4 milyona yaklaşan Suriyeli mültecilerin birçoğu ülkelerindeki iç savaşın neden olduğu travmanın izlerini taşıyor. Suriyeliler ülkemizde özellikle dil sorunu nedeniyle ruh sağlığı hizmetlerinden yararlanmakta güçlük çekiyor. Sadece mültecilerin ruh sağlığı için hizmet veren ‘Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Mülteci Göçmen Ruh Sağlığı Özel Dal Polikliniği’nde görevli Uzm. Dr. Ersin Uygun, 4 yılda 4 bin hastayı muayene ederek bir rekora imza attı. Arapça bilen ve Türkiye’de sadece mültecilere hizmet veren polikliniğin tek psikiyatri uzmanı Dr. Uygun, Suriyeli hastaların kahramanı oldu.
İstanbul’un yanı sıra Tekirdağ, Kocaeli, Sakarya, Bursa, Manisa gibi çevre kentlerden gelen Suriyeli mültecilerin de kapısını çaldığı Dr. Uygun, 4 yıllık sürede 5 hastanın ruhsal bunalım nedeniyle intihar ettiğini söyledi. Dr. Uygun “Türkiye genelinde mültecilerin ruh sağlığına yönelik özelleşmiş tek birim, hastanemiz bünyesindeki poliklinik. Mülteci polikliniği yapan tek psikiyatri hekimi olarak haftada 50’den fazla Suriyeli hastayı muayene ediyorum. Bunaldığım anlar oluyor, ancak savaştan kaçan insanların sorumluluğunu omuzlarımda hissediyorum” dedi.
‘Ciddi depresyon yaşıyorlar’
Mültecilerde sıklıkla somatik belirtili depresyon görüldüğünü ifade eden Dr. Uygun şu bilgileri verdi: “Bu kişilerde, bedende ağrı, sızı, uyuşma, sinir krizleri olabiliyor. Mülteciler ciddi depresyon ve travma yaşayan insanlar. 2012’den önce gelenlerde belirgin bir sorun görülmezken, 2013 sonrası gelenler de savaşa bağlı travmatik yaşam hikâyeleri yaygın. Bombardıman altında kalan, yakını öldürülen, rehin tutulan, kuşatma altındaki bölgede rehin kalan, varil bombalarına maruz kalanların yanı sıra göç yollarında insan taciriyle yaşam mücadelesi verenler travma sonrası stres bozukluğu, kaygı bozukluğu yaşıyorlar. Halep’ten kaçıp gelen biri, yol boyunca farklı grupların ele geçirdiği kontrol noktalarından geçmek durumunda. Her geçiş ölümle burun buruna gelmek ve büyük bir korku. Bu insanların sadece ilaç tedavisi ile düzelecek bir durumları yok. Hem sosyal, hem psikolojik destek almaları gerekiyor ancak imkanlar kısıtlı. Tersine göç için güvenli bölgelerin oluşturulması, mültecilerin fiziksel ve ruhsal temel ihtiyaçlarının karşılanması gerekiyor.”
Uygun şöyle devam etti: “Çoğu gece telefon geliyor ve koşup acile gitmek zorunda kalıyorum. Mültecilerin derdini anlayacak kimse yok. Randevulu hastalarım mağdur olmamak için Whatsapp grubu kurdular. Muayene ettiğiniz insanların geldiği ülkeyi bilmeli, kültürünü tanımalısınız. Bağcılar’dan gelen hastanın sosyal destek alacağı merkezlerin adreslerine kadar her ayrıntı bilmek durumundayım. Hastaya, ilaç reçete edip ‘Tok karnına alacaksın’ dediğimde, akşam yemek yiyebileceğini de bilmek durumundayım. Aç kalacak birine ‘tok karnına ilaç iç’ diyemezsin. Mülteci psikiyatri poliklinikleri aslında tercüman, psikolog ve sosyal hizmet uzmanın çalıştığı merkezlerdir. Türkiye’de personel sıkıntısı çok fazla.”
Sağ kolu Humuslu Heba
Dr. Ersin Uygun’un sağ kolu ise Humus’tan 4 yıl önce Türkiye’ye gelen ve Bilgi Üniversitesi Psikoloji Bölümü son sınıf öğrencisi Heba Atassi. Haftada bir gün Ersin Hoca’ya yardım için hastaneye gelen Atassi, “Muayene öncesi hastalara moral motivasyon vermeye çalışıyorum. Mezun olduktan sonra Türkiye’de kalıp, hastalara terapi hizmeti sunmak istiyorum” diyor.


Devami...