NATO memnun

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Suriye’nin kuzeydoğusuna ilişkin “Son günlerdeki gelişmelerin ümit verici olduğunu düşünüyorum. Bu gelişmeler Suriye’de siyasi çözümün mümkün olduğunu gösteriyor” dedi. Belçika’nın başkenti Brüksel’de 24-25 Ekim’de gerçekleşecek NATO Savunma Bakanları Toplantısı öncesinde açıklamalarda bulunan Stoltenberg, Suriye konusunda ittifakın, Birleşmiş Milletler(BM) nezdinde yürütülen siyasi çözüm sürecini desteklediğinin altını çizdi. Stoltenberg, “Türkiye ile ABD arasında varılan anlaşmanın ardından (Suriye’nin kuzeydoğusunda) şiddetin çok önemli ölçüde azalmasından memnuniyet duyuyorum” diye konuştu. Müttefikler arasında Suriye konusunda görüş ayrılığı bulunduğunu ifade eden Stoltenberg, bu çerçevede NATO’nun “dürüst ve açık” tartışmalar için önemli bir platform rolü üstlendiğini ifade etti.




Sahadaki tüm aktörlerin itidalli davranarak uluslararası insancıl hukuka uyması gerektiğine dikkati çeken Stoltenberg, son gelişmelerin Suriye’de siyasi çözümün ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gösterdiğini ifade etti.

Stoltenberg, terör örgütü DAEŞ’e karşı elde edilen kazanımların korunmasının da büyük önem taşıdığına işaret ederek, NATO’nun bu bağlamda önemli rol oynadığını söyledi. Türkiye ile Rusya arasında imzalanan mutabakat muhtırasının sorulması üzerine Stoltenberg, “Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Putin arasındaki anlaşmanın sonuçları hakkında yorum yapmak için erken olduğunu düşünüyorum” değerlendirmesinde bulundu.

İran: Olumlu bir adım

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Abbas Musevi ise, Türkiye ile Rusya arasında Suriye konusunda varılan mutabakatı memnuniyetle karşıladıklarını belirtti. Bakanlığın internet sitesinden yapılan açıklamada Musevi, Türkiye ile Rusya arasındaki mutabakata ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Musevi, “İran, toprak bütünlüğü, ulusal hakimiyeti güçlendirmek, bölgeye huzur ve istikrarın gelmesi adına her türlü girişimi memnuniyetle karşılamaktadır. Bu yönüyle kuzey Suriye’deki çatışmaları sonlandırmak için Rusya Federasyonu ile Türkiye arasında varılan anlaşmayı istikrar ve huzurun sağlanması için atılan olumlu bir adım olarak değerlendiriyoruz” diye konuştu.
Söz konusu mutabakatın, Türkiye’nin endişelerini gidermesini ve Suriye’nin toprak bütünlüğüyle ulusal hakimiyetini güçlendirmesini sağlamasını ümit ettiklerini dile getiren Musevi, endişelerin giderilmesi için Adana Mutabakatı ekseninde Ankara ile Şam arasında diyalog için yardımcı olabileceklerini belirtti. ABD güçlerinin bölgeden çekilmesinin bölgenin güvenlik ve huzuruna katkı sağlayacağını ifade eden Musevi, “Astana sürecinde Suriye’de barış ve güvenliği sağlayacak Anayasa Komitesi yakında gerçekleştirilecektir” dedi.
Pekin umutlu

Çin Dışişleri Bakanlığı da, Türkiye ile Rusya arasında Suriye konusunda varılan mutabakatın bölgede gerilimin daha da düşmesi konusunda faydalı olmasını umduklarını bildirdi. Bakanlık Sözcüsü Hua Çunying, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Putin ile Suriye konusunda vardıkları mutabakata ilişkin, “Çin tarafı, Türkiye-Rusya anlaşmasının bölgedeki tansiyonun daha da düşmesi konusunda faydalı olmasını umuyor” ifadelerini kullandı.

İlgili tüm tarafların Suriye’nin egemenlik, bağımsızlık ve toprak bütünlüğüne samimiyetle saygı gösterilmesi ve korunması, Suriye sorunun siyasi çözümünün gelişme kaydetmesine ilişkin şartların oluşması konusunda birlikte çaba harcamasını beklediklerini kaydeden Hua, terörizmle kararlı şekilde mücadele edimesi konusunda birleşilmesini umduklarını belirtti.

Bu arada Beyaz Saray Sözcü Yardımcısı Hogan Gidley, gazetecilere verdiği demeçte, ABD’nin Suriye’de taraflar arasında varılan ateşkesin kalıcı olmasını beklediğini söyledi.

‘TÜRKİYE İSTEDİĞİ HER ŞEYİ ALDI’




Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin arasında imzalanan mutabakat, dünya basınında geniş yer buldu. Haberlerde, genellikle, anlaşma sayesinde Türkiye’nin istediğini aldığı ifade edilirken, mevcut durumda Suriye’de en büyük kaybedenin ABD olduğu öne sürüldü.

Amerikan yayın kuruluşu CNN, ‘Putin ve Erdoğan Suriye konusunda anlaşma yaptı. ABD en büyük kaybeden” başlıklı bir analiz yayınladı. CNN, analizde “Amerikalıların Suriye’nin geleceğini şekillendirmede bir yeri yoktur” ifadesini kullandı. Jeopolitik açıdan en büyük kaybedenin Washington Yönetimi olduğu değerlendirmesinde bulunan CNN, ABD güçlerinin bölgeden çekilmesinin Putin’e bir hediye olduğunu yazdı.




New York Times (NYT) gazetesi ise Soçi Anlaşması’yla Rusya’nın bölgedeki nüfuzunu artıracağı yorumunda bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın istediği her şeyi aldığını belirten NYT, bunun ise bölgenin kontrolünü Putin ve başından beri karşı olduğu Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ile bölgenin kontrolünü paylaşmak pahasına elde edildiğini aktardı.




‘Suriye’nin kaderini belirledi’

İngiliz Times gazetesi haberinde “Barış Pınarı Harekâtı, 2 haftadan kısa bir süre içinde tamamlandı, Türkiye hemen hemen istediği her şeyi elde etti” ifadelerini kullandı. Gazete, anlaşmanın, Rusya’nın bölgedeki hakimiyetini bir kez daha gözler önüne serdiği kanısında. Rus haber ajansı RIA Novosti, “Putin ile Erdoğan, kader belirleyici açıklamalarda bulundu” başlığıyla verdiği haberde, iki ülkenin de Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması konusunda kararlı olduğunu ifade etti. Kommersant Gazetesi, görüşme esnasında imzalanan Mutabakat Muhtırasının önemine işaret ederek, “Anlaşma, Suriye’nin kaderini büyük ölçüde belirledi. Görüşme, Suriye’de yeni bir savaşı engelledi” diye yazdı.


Devami...