Afrika dostu bir siyasetçi olduğunu belirten Erdoğan, konuşmasında Türkiye’nin Afrika ülkeleriyle olan eşitlik ve karşılıklı saygı temelinde yürüttüğü ilişkiyi, yıllarca Afrika’nın elması, kanı üzerinde ikbal devşirenin hazmedemediğini belirterek şöyle devam etti:

“İstiyorlar ki Afrika kendilerine bağlı olmaya devam etsin. İstiyorlar ki Afrika’nın doğal kaynakları kıtayı değil, batılı şirketleri zengin etsin. İstiyorlar ki Afrikalı çocuklar, ana kucağındaki bebekler açlık yoksulluğun kurbanı olsun. Afrika’nın ayağa kalkmasını potansiyelini hayata geçirmesini kıtanın tamamında barışın hakim olmasını arzu etmiyorlar. Kendi vatandaşlarına hak gördüklerini Afrika gibi coğrafyalar için lüks görüyorlar. Özgürlüğü size ve bize çok görüyorlar. Demokrasiyi, refahı, huzuru ekonomik kalkınmayı size ve bize çok görüyorlar. Bunu için de etnik ve dini, farklılıkların kışkırtılmasında iç savaşlara kadar her imkanı kullanıyorlar.

1994 yılındaki Ruanda soykırımında hangi sömürgeci devletin parmağı olduğunu herhalde sizler benden daha iyi biliyorsunuz. Batı dünyası ve BM, Ruanda’da üç ay boyunca 800 bin insanın vahşice öldürülmesini sadece seyretmiştir. Barış Pınarı Harekatı’ndan dolayı bugün bize silah ambargosu uygulayanlar o günlerde eli kanlı katilleri silah ve mühimmata boğmuştur. Sahada devam eden katliamlara rağmen, bu batılı devletler soykırımcılara silah satışını durdurmayı akıllarında dahi geçirmemiştir. Kıtadaki birçok karışıklığın ardından batılı silah ve petrol şirketleri çıkıyor. Bugün bize hak, hukuk ve özgürlük dersi verenlerin neredeyse tamamının geçmişinde ya katliam ya işgal ya da sömürgecilik lekesi muhakkak vardır. Bir damla petrol bir damla kandan daha kıymetlidir. Aradan yüzyıllar da geçse beyaz adamın Afrika’ya Ortadoğu’ya yönelik bakış açısı değişmiyor.”


Devami...