Hayat arkadaşı Polonyalı sosyolog Aleksandra Jasinska-Kania, 91 yaşındaki Bauman’ın 46 yıldır yaşadığı Leeds’deki evinde ailesinin yanında hayata veda ettiğini Polonya basınına aktardı.
19 Kasım 1925’te Polonya’nın Poznan şehrinde Yahudi bir anne babanın oğlu olarak dünyaya gelen Bauman, ülkenin işgali sırasında ailesiyle Sovyetler Birliği’ne göçtü ve orada kurulan Polonya Ordusu’na katıldı. Savaş sonrasında orduda görevini sürdüren ve binbaşı rütbesi alan Bauman, 1948 yılında askeri istihbaratta çalışırken babasının İsrail’e göçmeye çalışması üzerine ordudan ihraç edildi. Bunun üzerine üniversiteye dönüp sosyoloji alanında yüksek lisans yapan düşünür, 1954’te Varşova Üniversitesi kadrosuna girdi ve 1968’de Yahudi kökenli Polonyalılara yönelik baskılar üzerine vatandaşlıktan çıkarak Tel Aviv Üniversitesi’ne gitti, 1971’de ise hayatının kalan kısmını geçireceği Leeds Üniversitesi’ne geçti.
Lehçe ve İngilizce dillerinde 57 kitap ve 100’den fazla makaleye imza atan Bauman, 20. yüzyılın ilk yarısında etkili olan moderniteyi Avrupa halklarının, bireysel olarak kendilerini daha güvende hissedebilmek için bazı özgürlüklerden feragat etmesi olarak örneklemişti. Bauman’a göre 20. yüzyılın ikinci yarısı ve günümüzde ise ‘akışkan modernite’ bu alışverişi tersine çevirmiş, emniyet ihtiyacı daha fazla tüketme ve deneyimleme özgürlüğüyle takas edilmişti.
Bauman’ın en önemli eseri kabul edilen ‘Modernite ve Holokost’, soykırımı da emniyet duygusuna odaklanan ve ‘yabancı’yı kontrol edilemez bir varlık, bir ‘güvenlik tehdidi’ olarak dışlayan modernitenin bir sonucu olarak sunuyordu. Yönteme dayalı mantıkçılık, gitgide daha küçük görevlere ayrılan iş bölümü, toplumsal kategorilendirilme ve kurallara uymanın ahlaki açıdan doğru kabul edilmesi, Bauman’a göre modernitenin Holokost’a giden yolu açan yapıtaşlarıydı. Bauman, son yıllarda verdiği röportajlarda Avrupa’daki göçmen krizinin emniyet-özgürlük takasının tekrar tersine dönmesine yol açacağını öngörmüştü.


Devami...