Grup Florence Nightingale Hastaneleri bünyesinde onkoloji uzmanı olarak görev yapan Dr. Esat Namal, “Hastaların bağışıklık sistemlerinin aşırı çalıştığı durumda sitokin fırtınası denen ve organları bozan durum ortaya çıkıyor. Aşırı immün aktivasyonu da zararlı. İmmün sistemin dengede tutulması ile sürekli güçlendirilmesine çalışmak birbirine karıştırılıyor. Sitokin fırtınası ile hastalar kaybediyoruz. Kanser hastalarına virüs bulaşıp zatürre geçirdiklerinde diğer vakalara göre çok daha ağır bir tablo görüyoruz. Bu nedenle özellikle akciğer kanserli hastalar en büyük risk grubunda” dedi.

‘Erteliyoruz’

Acıbadem Maslak Hastanesi tıbbi onkoloji uzmanı Prof. Dr. Gökhan Demir, kanser hastalarına yönelik yarar, risk dengesi üzerinde stratejiler geliştirdiklerini belirterek, “Kanser tedavilerini ötelemeniz için risk, yarar analizi yapmanız gerekiyor. Kemoterapi hastalarında bağışıklığı düşürmeden hatta güçlendirerek tedavi uygulamaya çalışıyoruz. Zaten akıllı ilaç ve immunoterapi alan hastaların bağışıklık baskılanması söz konusu değil. Kritik olan ve tedavisi devam etmesi gereken hastaların iyileşme süreci aksatılmadan devam ediyor. Bu hastaların bağışıklığını olabildiğince artırmaya çalışıyoruz. Bazı hastalarımızın kemoterapi süreçlerini ise birkaç hafta ertelemiş durumdayız” dedi. Prof. Demir, şöyle devam etti:

“Bir de kanserle karşılaşmış tamamıyla atlatmış ve takip altında olan hastalarımız var. Bu hastalarda artmış risk söz konusu değil. Beş yıl önce meme kanseri ameliyatı olmuş ve iyileşmiş hasta ‘Risk altındayım’ endişesi yaşıyor. Artmış riskli hastalar aktif sistematik kemoterapiye devam edenler. Kemoterapi görüp Kovid-19 bulaşan hastaların semptomları daha ağır seyredebiliyor. Onkolojik takiplerini yaptığımız bir hastamız Kovid-19 tanısıyla yoğun bakıma yatırıldıktan sonra iyileşerek taburcu edildi.”

‘Riskler aynı değil’

Tıbbi onkoloji uzmanı Prof. Dr. Pınar Saip ise hayati önem taşıyan onkoloji hastalarının tedavilerini titiz bir şekilde sürdürüldüğünü belirterek, “Tedavisi devam eden hastalarımızın birçoğu zaten nasıl korunması gerektiği konusunda bilgi sahibi. Onkoloji hastaları yaşadıkları sağlık sorunları nedeniyle deneyimli ve tedavi alan hastalarımız izolasyonu biliyorlar. Bu nedenle konuya daha dikkatli eğiliyorlar. Biz hekimler olarak bu süreçte hastalarımızın hastane temasını mümkün olduğunca en asgari düzeyde tutmaya özen gösteriyoruz. Hastaneye gelmek durumunda olan hastalarımızın tedavi ve tahlillerini en kısa zamanda sonuca ulaştıracak şekilde hizmet vermeye gayret sarf ediyoruz. Kanser hastalarında da hijyen tedbirleri büyük önem taşıyor” diye konuştu.

‘Sürdürmek zorundayız’
Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mahmut Gümüş de, “Kanser hastalarının tedavileri çok özel sürdürülüyor. Kemoterapi alanları, hem Kovid-19’dan uzak tutmak hem de gerçek yaşamsal tehdit oluşturan esas hastalıklarının tedavisini sürdürmek zorundayız. Tedavisi tamamlamış kontrol aşamasında olan hastaların randevularını ertelemekte sakınca görmüyoruz. Tedavisi devam eden ancak bir süre ara verebileceğimiz vakaların da randevularını ileri tarihe ertelemiş durumdayız. Ancak tedavisi aksamadan devam etmek zorunda olanlar gerekli önlemleri alınarak süreç ilerliyor” dedi.


Devami...