Etiketlenen üyelerin listesi
Toplam 1 adet sonuctan sayfa basi 1 ile 1 arasi kadar sonuc gösteriliyor
Konulanmış Görüntüleme
-
22.Mart.2020, 17:10 #1
- Üyelik tarihi
- 05 Ağustos 2016
- Mesajlar
- 148,693
- Tecrübe Puanı
- 157
Kovid-19 ile savaşta endişe nasıl yönetilir?
Bir epidemi olduğunda bireylerin tamamen kaygısız olmaları ne denli mümkün değilse de bu süreci nispeten daha “mantıklı ve yapıcı” bir stresle geçirmek de mümkündür
COVİD-19 ile ilgili durum gelişip yayıldıkça, bu konudaki haberler, önlemler, değişiklikler, kısıtlamalar ve hem kendi hem de sevdiklerimizin sağlığı hakkındaki endişelerimiz bizi derin düşüncelere, duygulara ve tepkilere sürüklüyor. Belirsizlik ve bilinmeyen yetişkin ve çocukların ruhsal sağlığını dengesizliğe götüren, zayıflatan iki çok önemli kavram. Çünkü anksiyete belirsizlik içinde yeşerir, büyür.
Virüsün etkisi yayıldıkça, “Benim mahalleme/şehrime gelecek mi?” veya “Ben ve sevdiklerim risk altında mı?” gibi cevapsız sorular bizi kırılgan yapar, zayıflatır. Nitekim Türkiye ve de dünya toplumu olarak bilinmezler içindeyiz, ortaklaşa milli ve evrensel stres ve korku içindeyiz. Ancak durumun ironisi şu ki biz ne denli olumsuz duygularımızı özgür bırakıp, stres içinde yüzersek, bağışıklık sistemimiz de o denli zayıflayıp virüs ve bakterilere karşı güçsüz hale gelir! Bir epidemi olduğu zaman bireylerin tamamen stressiz, korkusuz, telaşsız olmaları ne denli mümkün değilse de bu süreci nispeten daha “mantıklı ve yapıcı” bir stresle geçirmek de mümkündür. Bir epidemide bireyler çeşitli düzeylerde farklı reaksiyonlar içinde olabilir, semptomlar gösterebilir.
Olabilecek semptomları şöyle sıralayabiliriz:
Stresli veya olayların altında yıkılıyormuş gibi hissetmek.
Anksiyete, endişe veya korku.
Üzgünlük hali, gözü yaşlılık ve/veya zevk veren şeylere azalan ilgi.
Hızlı kalp atışları, mide-karın ağrıları, düşük enerji veya herhangi bir rahatsızlık hissi gibi fiziksel semptomlar.
Sinirlilik, öfke hali.
Çaresiz hissetme.
Konsantrasyon ve/veya uyumada zorluk.
Aşırı izole olma veya kendini başkalarından ayırma ve/veya halkın bulunduğu yerlerde bulunma korkusu.
Stres ve anksiyete ile başa çıkma stratejileri
Bireylerde yukarıdaki semptomların birkaçı veya tümü görülebilir. Bunlar farklı derecelerde olabilir. Ancak bunları hafifletmek ve en güçlü stres kaynağı sayılan çaresizlik hissini azaltmak için yapabileceğimiz önemli şeyler var.
Kendimizi daha çok kontrolde hissetmemiz için önceden planlayalım. Özellikle kolayca anksiyete içinde olabilen kişiler kontrolü seven kişilerdir. Dolayısıyla, gereken tüm önlemleri erkenden alarak, bu konuda kendi ayrıntılı planınızı yaparak uygulamaya koyarsanız ferahlarsınız.
Korkularımızı isimlendirelim. Böyle belirsiz ve ilerleyici durumlarda stres, endişe üzüntü, korku gibi olumsuz duygular içinde olmamız anlaşılabilir. Epidemi oldukça soyut bir düşman olduğundan oturup korkularımızın ve bizi endişelendiren spesifik tehditlerin neler olduğu konusunda düşünmemiz yardımcı olabilir. Kendimizin veya bir sevdiğimizin Coronovirüs kapıp ölmesinden mi korkuyoruz? İşsiz kalmaktan mı endişeleniyoruz? Öyleyse korkumuzu veya korkularımızı belirledikten, isimlendirdikten sonra, her birinin bizim bireysel durumumuzda ne denli gerçekçi olduğunu tartmamız gerekir.
Riskimizi, önlemlerimizi ve virüsle temas olasılığımızı göz önünde bulunduralım. En kötü ihtimalle biz veya sevdiğimiz biri hasta olsa bile, yine de sonunu/seyrini bilmemize imkân olmadığı için, umut yine de yok olmamış demektir!
İnsanların her zaman çeşitli korkuları vardır. Ancak bilmeliyiz ki korkularımızın hiçbirinin, korktuğumuz şey başımıza geldiğinde, onun onca zamandır korktuğumuz denli olmadığını fark ederiz; ayrıca, insanoğlunun, başına gelebilecek tüm zorluklarla tahmin ettiğinden daha fazla başa çıkma güçleri, becerileri vardır. Nitekim, bu yeni, ama geçici durum için hem işimiz hem de evdeki değişiklikleri göz önünde bulundurarak bir plan yapalım. Korkularımıza hazırlanmak onları sınırlamaya yarar.
Duygularımızı fark edip isimlendirdikten sonraki ikinci adım, onların bir şekilde, sözlü veya sözsüz dışa vurulmalarına, belirtilmelerine izin vermektir. Bu çeşitli şekillerde olabilir, günlük tutabiliriz, başkalarıyla konuşabiliriz, yaratıcı bir şeyler yaparak duygularımızı ortaya çıkarabiliriz.
Endişelendiğimiz için kendimizi suçlamayalım. Taşınması ağır bir yük olan suçluluk duygusunun var olan anksiyete ve endişemize eklenmesine izin vermeyelim. Her bireyin korkmaya, kendisini kötü hissetmeye hakkı vardır. Bu gerçek çocuklar için de geçerli olduğundan, virüs veya başka bir tehdit konusunda çocukların korku veya benzeri duygularını da aynı şekilde kabul edip, saygı gösterip, çocuklarımıza bu duyguların geçerli oldukları mesajını verelim. Ancak aynı merhameti ve anlayışı kendimize de gösterelim. Anahtar nokta, korkularımızı anlamamız ve bir kontekst içine oturtmamız, böylece en sağlıklı yaşamımızı sürmekten uzaklaşmamamızdır.
Mümkün olduğunca normal günlük aktivitelerinizi ve rutininizi koruyun. Sağlıklı bir rutinin duygu ve düşüncelerimizin üzerinde olumlu etkisi olur. Sağlıklı rutin deyince sağlıklı gıda almak, yürüyüş, koşma gibi egzersizler yapmak, yeterli uyku uyumak ve bize keyif veren şeyleri yapmak anlaşılıyor. Günlük egzersizin beyinde mutluluk/huzur hormonlarının salgılanmasını sağlayıp, bağışıklık sistemimizi güçlendirdiği bilimsel bir gerçek. Her gün yapılan yürüyüş kalp atışlarımızı hızlandırıp bizi kronik rahatsızlıklardan korur. Araştırmalar, iyi dinlenmiş bireylerin bedenlerinin virüsleri daha kolay uzaklaştırdıklarını gösteriyor. Örneğin, California Üniversitesi’nde araştırmacılar bir grup sağlıklı deneğin burunlarına grip virüsü sıkmışlar ve herkesin grip olmadığını belirlemişler. Araştırmacılara göre, denekler arasında en az uyuyan kişiler gribe en çok yakalanan kişilermiş.
Sevdiklerimizle bağlantı kuralım. Zorlu zamanlarımızda başkalarının varlığı ve destekleri süreci daha hafif geçirmemizi sağlar. Duygu ve düşüncelerimizi paylaşırken, farkında olmadan stresli durumla faydalı başa çıkma metotları ve düşünme tarzı geliştirmemize yardımcı olabilir.
Devami...