Öte yandan savcılık, alkol ya da uyuşturucu madde bulunup bulunmadığının tespiti için de her iki pilottan kan örneği alınması talimatı verdi. Kazanın oluş nedenine dair, pisti gören güvenlik kamera görüntüleri de incelemeye alındı. Kule ve meydan görevlilerinin de ifadesine başvurulacak. Ayrıca uçağın karakutusu da incelenecek.

Kazanın nedenine dair kamuoyuna yansıyan en güçlü emare, uçağın pistten çıktığı saatlerde kule telsiz kayıtlarına yansıyan pist bölgesindeki rüzgâr hareketliliği. Faciadan önce diğer uçakların pilotları ile kule görevlileri arasında rüzgâra ilişkin diyaloglar yaşanmış. Pilotların telsiz konuşmalarında kule görevlilerine piste yaklaşma sırasında rüzgarda çok fazla değişiklik olduğunu söylediği, özellikle 1000 feetin altında değişken rüzgâr anonsları yapıldığı, telsiz kayıtlarından anlaşılıyor. Yine ortaya çıkan kayıtlara göre, kule görevlilerinin de kaza yapan uçağın pilotuna, “Sizden önce inen trafiğimiz kuvvetli kuyruk rüzgârı (tail-wind) rapor etti” bilgisini paylaşmış.

Rüzgâr öne attı

İTÜ Meteoroloji Mühendisliği Bölümü’nden Prof. Dr. Orhan Şen, eldeki verilerin rüzgar hamlesi denilen olguya işaret ettiği görüşünde: “Kaza sırasında uçağın kuyruk hızı, yani arkadan aldığı rüzgâr hızı 20 kilometreden 60 kilometre hıza ulaşıyor. Uçak tam iniş sırasında bir anda kuyruktan sert rüzgâr alıyor. Yolcu uçağı kuyruk rüzgârını etkisiyle pist başına tekerlerini vurması gerekirken, pistin sonuna doğru iniş yapabiliyor. Saatte 230 km hızla inen uçak ıslak zemin ve kuyruk rüzgârının etkisiyle duramayarak, pist sonundaki hendek diye tabir edilen alana düşüyor. Pilotun piste indiğinde hızını yavaşlatacak mesafe kalmadığı anlaşılıyor. Şayet pilotlar pist başında tekerleklerini yere koysalar, uçak kazaya uğramadan durabilirdi. Kaza yapan uçaktan önce iki uçak kuyruk rüzgâr etkisinden pisti pas geçiyor. Kazaya uğrayan uçağın pilotları ise uyarılara rağmen pistin sonuna doğru tekerlek koyarak uçağı durduramadıkları anlaşılıyor.”

Telefonlara el konuldu
İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı, daha önce pisti pas geçen pilotların da ifadesine başvuracak. Savcılık, tedavi gören uçağın kaptan pilotu Mehmet Aslan ile ikinci pilotu Güney Koreli Ferdinand P. hakkında ise gözaltı kararı verdi. 2 pilotun, uçağı kulenin ikazına rağmen neden indirmeye zorladığı yönünde sorgulanacakları öğrenildi. Cep telefonlarına da el konulması mahkemeden talep edilen pilotların, insiyatif mi kullandıklarının sorulacağı öğrenildi. Kazadan 3 dakika sonra kulenin 5 anonsla iletişim sağladığı pilotların, yaralı olduğu için yanıt veremediği ortaya çıktı.

‘Pas geçmeleri teşvik edilir’

Kazaya ilişkin açıklama yapan Pegasus Hava Yolları Genel Müdürü Mehmet T. Nane, şirket olarak riskli durumda pilotları pisti pas geçmesi için teşvik ettiklerini söyledi. Açıklaması esnasında göz yaşlarına hakim olamayan Nane, özetle şunları söyledi: “Biliyorum aklınızda tonlarca soru var. Bu kaza “Nasıl oldu? Neden oldu?” diye. Halihazırda Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Kaza Araştırma ve İnceleme Kurulu tarafından gerekli incelemeler başlatıldı ve devam ettirilmekte. Hep birlikte raporun çıkmasını bekliyoruz. Tüm pilotlarımız risk almamaları, stabil yaklaşmaları ve risk görülüyorsa pas geçmeleri, gerektiğinde yedek meydana devam etmeleri için teşvik edilirler. Bu tür olaylar, sadece bir nedenle değil, birçok faktörün arka arkaya bir araya gelmesiyle oluşmaktadır.”

Pist sonunda yamaç olmamalı!

Emekli Kaptan Pilot Gökten Gürel ise pist sonunda 30 metrelik yamaç olmasını eleştirdi: “Uçağın böylesine şiddetli kuyruk hızı alarak, ıslak zeminde tutunması çok zordu. Ancak pistin bittiği yerin düz olması, hafriyat ile doldurulması gerekirken, 30 metrelik kot farkı bulunması faciaya davetiye çıkarmış. Sabiha Gökçen Havalimanı’nda ‘Pist Sonu Emniyet Alanı’ dediğimiz RESA bölgesi, kısa, yetersiz veya yıpranmış olabilir. Asıl sorun pist sonundaki 30 metrelik yamaç. Şayet 30 metrelik yamaç olmasa kaza çok daha hafif atlatılırdı. Şayet uçağın pilotu ben olsaydım, mevcut hava şartlarında pisti pas geçerdim.”

Talpa Başkan Yardımcısı Kaptan Pilot Muharrem Gündoğan da, uygun olmayan pistlerde uçuş operasyon yapılamayacağını ifade ederek, “Sabiha Gökçen uluslararası bir havalimanı. Eksiklik veya farklı bi durum olsa operasyona kapatılır. Zemin sorunlu veya yetersiz ise uçuşa izin verilmez. Söz konusu havalimanında operasyona devam edecek şartlar mevcut” yorumunu yaptı.


Devami...