Anadolu 60. Asliye Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, sanık öğretmenler H.A. ile A.K. ve avukatları katıldı. Duruşmada, müşteki öğretmen E.Ö. de hazır bulundu.
Sanık A.K. savunmasında, 21 yıldır öğretmenlik yaptığını belirterek, şunları söyledi:
"Sınav görevinin olduğu gün telefonum yanımdaydı. Benim felçli bir babam olduğu için telefonumu sürekli yanımda taşıyordum. 10.30'dan sonra salondaki öğrencilerin büyük bir kısmı çıkmıştı, 4-5 öğrenci kalmıştı. Eski bir arkadaşım ile bütün yıl sınavla ilgili görüşmelerimiz olmuştu. Son 7-8 dakika kala sınav sorularından 5 tanesini telefonumla çekerek gönderdim. O an pek çok kişiye dağıtacağını düşünmedim. Çok büyük bir aptallık ettim. Çok da pişmanım. Hiçbir maddi çıkarım, menfaatim olmamıştır. Tam tersine bu olaydan sonra hayatım alt üst oldu. Dilovası'na gönderildim."
Sanık H.A. da 17 yıldır öğretmenlik yaptığını anlatarak, böyle bir olayın içerisinde olmaktan dolayı çok üzgün ve pişman olduğunu dile getirdi.
Müşteki E.Ö. ise durumu polise kendisinin ihbar ettiğini ifade ederek, "Bir kafede oturuyordum sınav soruları geldi. Saate baktım 11.00 gibiydi. Sınav normalde 12.00-13.00 gibi bitiyordu. Ben de öğretmenim. Sınav devam ederken sorular bana gelince bunun yasak olduğunu bildiğim için durumu polise bildirdim. Benim şahsi bir zararım ve şikayetim yok ancak bizim birçok öğrencimizin geleceğini ilgilendiren bir sınava katılırken yasal olmayan bir şeyin yapılması beni etkiledi." dedi.
"SINAVIN GÜVENİLİRLİĞİNE GÖLGE DÜŞÜRDÜ"
Davayı karara bağlayan mahkeme, sanık öğretmen A.K'nin Türkiye genelinde yapılan liselere giriş yerleştirme sınavında Pendik Şehli Mahir İz Ortaokulu'nda salonda başkan olarak görev yaptığı, sınav süresi bitmeden İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük dersine ait soruların fotoğrafını cep telefonuyla çekip başka bir kişiye gönderdiği ve soruların da Whatsapp yoluyla dağıldığını belirtti.
Diğer sanık H.A'nın da Ümraniye Zübeyde Hanım Ortaokulu'nda sınav salonunda gözetmen olarak görevli olduğunu kaydeden mahkeme, bu sanığın da Fen Bilgisi dersine ait soruları sınav bitmeden telefonda çekerek başka bir kişiye gönderdiğini ve bu şekilde dağılmasına neden olduğunu bildirdi.
Mahkeme, sanıkların kamu görevlisi olarak yer aldıkları sınav gözetmenliğinde kanunen soruların özellikle sınav devam ettiği sürece salondan dışarı çıkarılmaması yükümlülüğüne bilinçli olarak aykırılıkta bulunmak suretiyle "görevi kötüye kullanma" suçunu işlediklerine karar verdi.
Eylemin devlet kurumlarının yaptığı ve 971 bin 657 öğrencinin katıldığı sınavın güvenilirliğine gölge düşürülmesine ve iptaline gidebilecek bir gerekçe yarattığını vurgulayan mahkeme, soruların dershane ortamındaki kişilere gönderilerek, onlar tarafından da öğrencilere yollanmak suretiyle dershaneler arasında haksız rekabete sebep olacağı, bu şekilde kamu ve kişi zararı oluştuğunu belirtti.
Mahkeme, bu kapsamda her iki sanığı da "görevi kötüye kullanma" suçundan birer yıl sekizer ay hapis cezasına çarptırarak, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verdi.
Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, İstanbul'da 2 Haziran 2018'de yapılan LGS sırasında, cep telefonu üzerinden görüntü alarak sınav sorularını paylaştığı gerekçesiyle öğretmenler H.A. ve A.K. hakkında "görevi kötüye kullanma" suçundan üçer aydan birer yıla kadar hapis cezası istenmişti.


Devami...