Trakya'da, Ergene Nehri'nin önemli kollarından kirliliği ile gündemde olan Çorlu Deresi, çevreye ağır kokular yaymaya devam ediyor. Yaklaşık 10 bin kişinin yaşadığı Çorlu Deresi'nin geçtiği Sağlık Mahallesi sakinlerinden bazıları, çevre kirliliği nedeniyle, çocuklarının daha sağlıklı bir ortamda yaşaması için evlerini satışa çıkardı ancak kirlilik nedeniyle evlere alıcı çıkmıyor.
SAĞLIK TARAMASI YAPILIYOR
Ergene İlçe Sağlık Müdürlüğü ekipleri, mahallede kurulan seyyar istasyonlarla vatandaşları sık sık sağlık kontrolünden geçiriyor. Sağlık Mahallesi Muhtarı Turgut Şentürk, yıllardır atıklar nedeniyle kirli akan ve çevreye ağır kokular yayan dere dolayısıyla halkın, başta muhtarlık olmak üzere ilgili yerlere şikayetlerde bulunduğunu anlattı. Dere çevresindeki mahallede 13 bin kişinin yaşadığını söyleyen Şentürk, "Ergene Sağlık Müdürlüğü tarafından gönderilen kanser tarama aracı, mahallemizde hizmet vermektedir. Vatandaşın yoğun ilgisi var. Bölgemiz kanserojen bölge olduğu için insanların buna ihtiyacı vardı. Emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum. Mahallede resmi olarak 13 bin kişi yaşıyor. Yoğun bir ilgi var diye düşünüyorum. Şikayetler geliyor. Dereye yakın olan mahallemiz, Dere Birinci Sokak'ta yaşayan az insan kaldı. Ya tedavi görüyorlar, ya da rahmetli oldular. Bizim de tabi daha önce dere ile alakalı çeşitli şikayetlerimiz oldu. Bize gelen sözler ve vaatler vardı. Hiçbiri tutulmadı. Halen dere açıktan akıyor ve halen tehlike arz etmeye devam ediyor. İlgili müdürlere, bakanlara sesleniyorum, lütfen biraz daha duyarlı olalım" dedi.
Ergene Kent Konseyi Başkanı Ercüment Tuncay ise derenin yaydığı hastalıklar nedeniyle bölgede akciğer kanserinin yüksek olduğunu öne sürdü. Kirli Çorlu Deresi'nin Trakya'nın ortasından geçen yine atıklar nedeniyle kirli akan Ergene Nehri'nin önemli kolu olduğunu belirten Tuncay, sorunun tüm Trakya'ya yayıldığını söyledi. Çorlu Deresi'nin temizlenmesi için yıllardır mücadele verdiklerini anlatan Tuncay, "Bölgemizde yapılan, kurulması planlanan arıtma tesisleri var. Arıtma tesisleri şu an sadece inşattan ibarettir. Akan dere zift renginde siyah su. Bu her gün akmakta, bunun sağlığımızı etkilediği çok ortadadır. Trakya Üniversitesi Tıp Hastanesi'ndeki kayıtlara göre şu anda kanser hastalıkları bir hayli yüksek olduğu görünmekte olup, akciğer kanseri oranında artışlar gözükmektedir" dedi.

'KOKU YAZ KIŞ VAR'
Derenin yaydığı ağır kokunun yılın 12 ay sürdüğünü ifade eden Tuncay, "Ama yaz aylarında daha da çok gözükmekte. Çünkü yazları biliyorsunuz sıcaklık artışı ile sular daha fazla akıyor ve evlerdeki pencereler açılamaz hale geliyor. İnsanlar gece uyuduklarında sabah sanki üstünde bu derenin kokusunu hisseder haldeler" ifadelerini kullandı.
Bölge halkının dere nedeniyle evlerini satmaya çalıştığını, ancak satamadığı söyleyen Tuncay, "Çorlu Deresi kötü koku yaymakla beraber, burada yeni doğumlar da gerçekleşiyor. Yeni doğumlar gerçekleştiğinde aileler, çocukları daha sağlıklı bir yerde büyüyebilsinler diye kendi evlerini satmaya da başladılar aslında. Çünkü, yayılan kötü kokunun çocukların gelişimini engellediğini düşünüyorlar. Hastalıkla daha yüz yüze geldiğini düşünüyorlar. Aileler evlerini satıyorlar, fakat alıcı da yok. Çünkü Çorlu Deresi tamamen buradaki portföyü öldürmüş vaziyette" diye konuştu.
'ARTIK ÇÖZÜM İSTİYORUZ'
Sağlık Mahallesi'nde 33 yıldır yaşayan ve babasını kanserden kaybeden Berna Palabıyık, Çorlu Deresi'nin kirliliğinin her geçen yıl arttığını ve özellikle yaz aylarında dayanılmaz bir koku yaydığını söyledi. Palabıyık, "Biz bu mahallenin yerlisiyiz. Yıllardır burada yaşıyoruz. Benim babam rahmetli oldu. Babam burada yüzdüklerini, balık tuttuklarını ve eğlence piknik amaçlı buraya geldiklerinden bahsederdi bize. Ama dere yıllar içerisinde daha da bozuldu ve artık son birkaç yıl içerisinde insanların ölümüne sebebiyet vermeye başladı. Aslında çok uzun yıllardır bu dere ile ilgili belli mücadeleler veriliyor, ama hepsi bir noktaya kadar. Ancak belirli bir noktadan sonra ise duruyor. Şu anda mahallede ani ölümler, kanser hastalığı aşırı derece yaygınlaşmış vaziyette ve artık grip gibi oldu. Benim annem yedi yıllıdır kanser hastası, ailemdeki herkes bu dertten muztarip, tedavi görüyor. Ben kendim de ameliyat oldum. Bu dere ile ilgili olarak biz bir çözüm istiyoruz. İnsan hayatının yaşaması için gerekli olan nefesi almak ve maalesef ki biz bu mahallede nefes alamıyoruz" dedi.

'HAYVAN ÖLÜMLERİ DE ARTTI'
Hayvancılık yaptıklarını ve hayvan ölümlerinin de arttığını ifade eden Palabıyık, "Hayvanlarda son zamanlarda sebepsiz ölümler var. Her şeyleri tam olmasına rağmen, tüm ilaçları verilmesine rağmen ölüyorlar. Bu dere zehir saçıyor. Hayvanlar buradan su içiyor, insanlar bunların etleriyle, sütleriyle besleniyorlar. Artık buna bir dur denmeli ve çözüm bulunmalı. Biz daha yaşanılabilir bir Ergene istiyoruz. İstediğimiz çok fazla bir şey değil. Burada hiçbir şekilde nefes alamıyoruz. Yaşadığımız yerde cam kapı açamıyoruz. Artık biz nefes almak istiyoruz" diye konuştu.


Devami...