Etiketlenen üyelerin listesi
Toplam 1 adet sonuctan sayfa basi 1 ile 1 arasi kadar sonuc gösteriliyor
-
06.Aralık.2019, 08:35 #1
- Üyelik tarihi
- 05 Ağustos 2016
- Mesajlar
- 143,958
- Tecrübe Puanı
- 152
Türkiye’nin bölgesel gücü teyit edildi
İngiltere’nin başkenti Londra’da düzenlenen NATO Liderler Zirvesi, gergin bir ortamda başlamıştı. Nitekim Türkiye’nin Barış Pınarı Harekatı’nı başlatmasıyla birlikte Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un, İttifak’ın geleceğine gölge düşürebilecek nitelikte açıklamalarda bulunması gerginliği ateşleyen unsur olmuştu. Bununla da yetinmeyen Paris, NATO içerisinde 11 ayı aşkın bir süredir “çok gizli” bir şekilde müzakere edilen kademeli mukabele planlarıyla ilgili Türkiye’nin pozisyonunu ifşa etmesi de gerginliği doruk noktasına getirdi.
Macron’u rahatsız eden unsurların başında, dünyanın en büyük güçleri arasında yer alan ABD ile Rusya tarafından Suriye konusunda kale alınmamış olması geliyordu. Zira Türkiye, Barış Pınarı Harekatı’nı Fransa’ya bilgi vermeden başlatmıştı.
NATO içerisinde kararlar alınmadan önce gayri resmi bir danışma grubu bulunuyor. “Quad” olarak adlandırılan bu grup ABD, Almanya, Fransa ve İngiltere’den oluşuyor. Normal şartlarda ABD, Quad’ı ilgilendirebilecek konular hakkında üyelerine bilgi veriyor. Ancak Barış Pınarı Harekatı konusunda Türkiye ile anlaşan ABD, Fransa’ya bilgi vermemişti.
Boyunun ölçüsünü aldı
Fransa’nın Kuzey Suriye’de “müttefik” olarak nitelediği bölücü terör örgütü PKK’nın Suriye kolu PYD/YPG’yi koruyamamış olması, tüm çabalarına rağmen ABD Başkanı Donald Trump’ı saflarına katamamış olması, Macron’un, Türkiye aleyhine saldırıda bir tutum içerisine girmesine neden oldu.
NATO’yu beyin ölümü gerçekleşmiş bir kurum olarak nitelemesi ve Türkiye’nin müzakere pozisyonlarını basına sızdırması da bunun bir sonucu oldu. Ancak Fransa, bu konularda İttifak içerisinde aradığı desteği bulamadı. Almanya Şansölyesi Angela Merkel başta olmak üzere, NATO üyesi tüm ülke liderleri İttifak’a sahip çıkarak NATO’nun ve kurucu anlaşmanın 5. maddesinin geçerliliğini teyit etti. Yetmedi, göreve geldiği gün NATO’yu sorgulayan ABD Başkanı Trump da İttifak’a sahip çıktı ve Macron’un sözlerini eleştirdi.
Macron da, Fransa’nın kale alınan bir ülke olması için, kale alınacak adımlar atması gerektiğini anladı. Almanya, İngiltere ve ABD, Macron’a karşı Ankara’yı savunarak, Türkiye’nin stratejik önemini hatırlattı.
Üst sıralara yükseldi
Emmanuel Macron, Fransa’nın neden kale alınmadığını anladı. Zira bu, çeşitli yollardan kendisine anlatıldı. Macron da, Türkiye’nin neden kale alınması ve göz ardı edilmemesi gereken bir ülke olduğunu anlamış oldu. Öyle ki, NATO toplantısından önce düzenlenen ‘4’lü zirve’de Almanya İngiltere ve Fransa, Türkiye ile E3+1 formatında Libya, Somali ve Yemen gibi Türkiye’nin bölgesindeki meseleleri konuşmak istediklerini ifade etti. Buna yönelik olarak da 2020 yılının ilk çeyreğinde Türkiye’de liderler düzeyinde bir toplantı düzenlenmesini de kararlaştırdılar. Bilindiği üzere E3 formatı, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) Avrupalı daimi üyeleriyle Almanya’yı bir araya getiriyor. E3+3 formatında da Libya harekâtı veya İran’ın nükleer zenginleştirme programına son veren anlaşma müzakere edilmişti. Bir başka deyişle, Türkiye, Barış Pınarı, Zeytin Dalı ve Fırat Kalkanı ile bölgede NATO ve uluslararası topluluklar için vazgeçilmez bir ülke olduğunu kanıtladı. Bu sayede de kapıyı zorlamadan E3 formatına davet edilmiş oldu.
İttifak genişledikçe Paris ve Berlin gibi başkentler, Washington anlaşmasının 5. maddesinin uygulanabileceği odaklardan uzaklaşıyor. Buna karşın Rusya ile sınırı olan Polonya ve Baltık ülkelerinin yanı sıra 11 potansiyel krizin bulunduğu bir coğrafyada yer alan Türkiye için 5. madde hayati önemde bulunuyor. Londra bildirisi, bu anlamda hem terörizme hem de 5. maddenin geçerliliğine yönelik müttefikler arasındaki dayanışma ruhunun “esas” olduğunu vurgulaması açısından büyük önem arz ediyor.
Devami...