Su Politikaları Derneği tarafından hazırlanan raporda, son yıllarda HES’ler, barajlar ve su iletim sistemlerine ciddi zararlar veren zebra midye sayısında patlama yaşandığına dikkat çekildi. Zebra midyeler barajlardaki yapay ve doğal göllerin su alma, iletme yapıları, beton, demir, PVC, saçtan yapılmış yüzeyleri üzerine tutunup yerleşirken, enerji üretimi ile su akışına sekte vuruyor. Ayrıca zebra midyeler, tatlı su eko sistemlerinde yaşayan en önemli kirletici canlılar olarak gösteriliyor. Söz konusu midyeler tutundukları yüzeylerde oluşturdukları biyokütle ile su akışını aksatıp tamamen engellediği gibi korozyona yol açarak su filtreleri ile kapalı sulama sistemlerinde tıkanmalara neden oluyor. İstilacı midyelerin son olarak Van Gölü havzasında görüldüğüne dikkat çekilen raporda, söz konusu barajlarda içme suyu sağlayan hat ve depo girişlerinin tıkandığına dikkat çekildi.
‘Hızla artacak’
Su Politikaları Derneği Başkanı Dursun Yıldız, şunları söyledi: “Bir zebra midye türü yılda 400 bin yumurta bırakıyor. Tedbir almakta geç kalıyoruz. Zebra midye su dışında nemli ortamda 2-3 gün boyunca hayatta kalabiliyor. Türkiye’de zebra midyesi kaynaklı sorunlar 1964 yılında Kovada I ve II HES’lerinde başladı. Midyeler, burada tünel ve boruları kaplayarak su akış hızını düşürdü. 1997 yılında, Atatür k Barajı ve HES’inde bu midyelere tekrar rastlandı. Birecik Barajı, açıldıktan iki ay sonra zebra midyeleri yüzünden neredeyse devre dışı kalacaktı. Devlet Su İşleri (DSİ) 2005 yılında zebra midyelerinin toplam 27 doğal göl, HES ve baraj gölüne yayılmış olduğunu tespit etti. Zebra midye tehdidi hızla artacak ve yayıldıktan sonra önlem alınması zor ve ekonomik olarak çok pahalı olacak. Amerika, bu midyelerle savaşmak için yılda neredeyse 5 milyar dolar harcıyor.”

İlk zebra midye türü 11 milyon yıl önce Tetis Denizi’nde ortaya çıktı. Zebra midyeler 1700’lü yılların sonunda tatlı sularda, 1824’te İngiltere’de görülmeye başlandıktan sonra önce Avrupa’ya ardından ABD’ye yayılmaya başladı. Zebra midyenin, Türkiye’deki ilk görüldüğü tarih ise 1897 yılı olurken, takvimler 1936’yı gösterdiğinde Bursa ve çevresindeki tatlı sularda bu türün varlığı resmi olarak tespit edildi. Söz konusu canlı, 1997 yılından itibaren Atatürk Barajı ve Hidroelektrik Santrali’nde, 2000’de Birecik Barajı’nda sorun yaratmaya başladı.
Çözüm önerileri
Basınçlı su püskürterek temizleme
Düşük frekanslı elektromanyetizm uygulaması
Isı uygulamaları
Yüksek akış hızı
Uzaklaştırıcı yapı malzemelerinin kullanılması
Biyolojik mücadele
Mekanik temizleme
Kimyasal kullanımı


Devami...