Ataşehir’de 22 Temmuz 2017 tarihinde iddiaya göre, Sevim S. isimli kadın, akrabası Ayşe P. ile birlikte komşusu olduklarını ve ziyarete geldiklerini söyleyerek Seyhan K.’nın evine gitti. Sohbet sırasında Seyhan K.’ya kendisinde büyü olduğunu söyleyerek, “Çocuğun kaza geçirecek, ölecek. Ben hocayım, bana malum oluyor. Bir yumurta getirirsen büyüyü bozacağım, kaza geçirmeyecek. Sende nazar var. Evde ne varsa para, altın. Getir okuyayım, bereketlensin” dediler. Kadının evde bulunan para ve altınlarını el çabukluğuyla alan kadınlar, araca binip kaçtı.
“PARAYA İHTİYACIMIZ VARDI, PİŞMANIM”
Olayın ardından gözaltına alınan Sevim S. savcılık sorgusunda, “Soruşturmaya konu suçu Ayşe P. isimli akrabamla işledik, kabul ediyorum. Daha doğrusu her şeyi Ayşe P. yaptı, ben yanında duruyordum. Olay, müştekinin anlattığı gibi oldu. Paraya ihtiyacımız vardı. Yaptığımdan pişmanım” dedi.
DAVA AÇILDI, HAKİM KARŞISINA ÇIKTI
Olayın ardından Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Sevim S. hakkında, ‘Bina içinde muhafaza altına alınmış olan eşya hakkında nitelikli hırsızlık’ suçundan 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı.
Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya, tutuksuz sanık avukatıyla birlikte katılırken, müşteki Seyhan K. da salonda hazır bulundu.
“PARA, ALTIN NE VARSA GETİR OKUYAYIM, BEREKETLENSİN”
Müşteki Seyhan K., olay günü evde olduğu sırada iki kadının cama vurduğunu söyleyerek, “Kapıya gelip benden iplik istediler. Ben de bir yerleri sökülmüştür diye düşündüm. İplik almaya gittiğimde, evin içine girdiklerini gördüm. Oturdular ve ‘biz yan komşuyuz, kuran okutacağız. 20 yıldır çocuğum olmuyor. Hamileyim, buyur Kuranımıza gel’ dedi. Daha sonra, kadınlardan yaşlı olan ‘Okuyan çocuğun kaza geçirecek, ölecek. Ben hocayım, bana malum oluyor’ dedi. Daha sonra benden bir yumurta getirmemi istedi. Yumurtayı getirince, ‘büyüyü bozacağım, kaza geçirmeyecek. Sende nazar var. Evde para, altın ne varsa getir okuyayım bereketlensin’ dedi. Ben önce ev kirasını getirdim. Ancak, ‘ben senin altının ve paranın olduğunu görüyorum. Onları da getir’ dedi. Onları da getirip bir bezin içine sarılı şekilde yaşlı olan kadına verdim. Okuduktan sonra para ve altınların bulunduğu bezi benim yatağımın başucuna koyduk. Yaşlı kadın, ‘okuduğumuz şeyi suya verelim de gitsin’ dedi. Biz mutfağa girince, diğer kadın da yatak odasına geçip para ve altınları almış. Biz mutfaktan çıktıktan sonra genç olan kadın, ‘gidelim, işimiz çok’ dedi” diye konuştu.
“20 BİN LİRA ZARARIM VAR, ŞİKAYETÇİYİM”
Daha sonra para ve altınların yerinde olmadığını gördüğünü söyleyen müşteki kadın, “Dışarı çıkıp bağırdım. Kadınlar, bir araca binerek gittiler. Karakola gidip şikayetçi oldum. Çalınan eşyalarım arasında 20 tane çeyrek altın, 3 altın yüzük, 10 bin lira nakit param ve altın bir kolyem vardı. Toplam 20 bin lira zararım vardır, şikayetçiyim. Evime gelip altınlarımı çalan huzurda bulunan sanık değildir. Dışarıda aracın içinde bekleyen bir kadın ve erkek vardı. Paramı alanların içinde sanık varsa ondan da şikayetçiyim” dedi.
DURUŞMADA SUÇLAMALARI KABUL ETMEDİ
Tutuksuz sanık Sevim S. ise, “Gayri resmi olan eşim Dündar G., benim üzerime bir araç almıştı. Olay günü eşimin halasının kızı Ayşe P. eşime, ‘çocuğumu hastaneye götürür müsün?’ dedi. Eşim de onları hastaneye götürdü. Ben de araçtaydım. Ayşe P. ile Altın M., eşime ‘bizi yolun kenarında indir, yarım saat, bir saat bekleyin’ dedi. Ben ve eşim birlikte araçta bekledik. Bir süre sonra Ayşe P. kolunda siyah bir çantayla geldi. Ben çantayı nereden aldığını sormadım. Dolayısıyla hırsızlık olayı ile benim alakam yoktur. Suçlamayı kabul etmiyorum. Beraatimi talep ederim” diye konuştu.
DURUŞMA ERTELENDİ
Mahkeme ara kararında, sanığın savunmasında söylediği, olayın gerçek failleri olan Dündar G., Ayşe P. ve Altın M. hakkında “nitelikli dolandırıcılık” suçundan başsavcılığa suç duyurusunda bulunulmasına karar verdi. Duruşma, eksikliklerin giderilmesi için ertelendi.
Öte yandan, dolandırıcılık mağduru olan Seyhan K., kadınların kendisini 'biz komşunuz' diyerek kandırdığını ifade eden Seyhan K., "Kapıyı açtım, iki tane bayan geldi. Kuran okutacağız komşu dediler. Beni de davet ettiler. İplik getir dediler gittiğimde de girdiler kapıyı açmıştım. Ben de buyurun demek zorunda kaldım. Bİ üst kattaki komşuyuz dediler. Kimseyi tanımıyordum burada. Kadın iplikleri böldü böldü eline koydurdu. ‘Bak ben bunları birleştireceğim, ben ne yaparsam olur’ dedi. İpliği birleştirdi. Kolunun arasına saklamış tabii bütünü. Diğerini atmış. ‘Bana malum oluyor, senin okuyan oğlun var o yarın kaza yapacak vefat edecek, sende büyü var biz onu bozacağız’ dediler. En sonunda da ‘kızım senin paran görünüyor, onu getir’ dediler ben de getirdim. ‘Ben senin altınların olduğunu görüyorum onları da getir’ dediler. Altınları da poşete sarıp bir tarafıma koydular. Sonra ‘bunları yatağın başucuna koyalım’ dediler. ‘Bunlara bir gün bakma büyüsü bozulmasın’ dediler. Oradan mutfağa geçtik. Öteki hamileyim deyip otururken yastıkların altından parayı altınları almış. Hemen dışarı çıktılar sonra. Onlar dışarı çıkınca ben altınlarıma baktım ki yerinde yok. Hemen kuşlar gibi dışarı çıktım, çığlık attım, komşular yetişti. Peşine koştular, araba geldi onları aldı gitti” dedi.


Devami...