Yunanistan’ın Girit Adası açıklarında önceki gün meydana gelen 6.1 büyüklüğündeki deprem, ilginç bir tartışmayı gündeme getirdi. AFAD Deprem Daire Başkanlığı’ndan jeoloji yüksek mühendisi Dr. Ramazan Demirtaş, 6.1 büyüklüğündeki depremin ardından sosyal medya hesabından, 14 saat artçı deprem olmadığını belirterek, “Tek bir seferde domates keser gibi bir kırılma. Çok ilginç. Dünyada örneği yok” dedi. Ancak bazı uzmanlar da depremin öncüsü ve artçısı olmayan bağımsız bir deprem olabileceğini kaydetti.

‘Bal damlaması’
Dr. Ramazan Demirtaş, Twitter hesabından şunları yazdı: “Atina Sismoloji Laboratuvarı’na baktım, orada da tek bir artçı deprem kaydı yok. Sanki dalan levha diliminin alt yüzeyinden (70 km) küçük bir parça bir seferde kopmuş gibi. Bu bir öngörü. Tartışmaya açık. Bal damlaması gibi bir davranış oldu sanırım. Yani sünümlü bir davranış gösterdi. Başka türlü hiçbir kırılma tek bir seferde olmaz. En küçük bir kırılmada bile birçok mini depremcikler olur. 6.0’lık bir depremin 14 saat artçı depremi olmaması başka türlü açıklanamaz. Derin olması nedeniyle, viskoz-plastik (sünümlü) akma gibi bir davranış mı oldu? Suyun içine bir taşın düşmesi gibi... Nasıl bir kırılma anlayamadım. Tek bir seferde domates keser gibi bir kırılma. Çok ilginç. Dünyada örneği yok” ifadelerini kullandı. Vatandaşlar ise 14 saat boyunca artçı deprem olmamasını sosyal medyada “büyük felaketin habercisi” olarak yorumladı.

‘Kendine özgü’

Dr. Demirtaş, Milliyet’e yaptığı açıklamada, korkulacak bir durum olmadığını söyleyerek, “6.1 büyüklüğündeki depremin ardından artçı sarsıntı olmaması Yunan jeologların da ilgisini çekti. Paylaşımlarımdan sonra mesaj atan Yunan meslektaşlarım oldu. Aslında meydana gelen doğa hadisesi, depremden çok yerin altındaki bir levha veya dilimin kopması olarak tanımlanabilir. Yer altındaki bir parça çok sıcak olan astenosfer tabakasında koptu. Bu bölgede 365 yılında 8.5 büyüklüğünde deprem meydana geliyor. Bu tür ultra büyük depremler 1500 yıllık periyotlarda yaşanır. 6.1’in ardından artçılar gelmediği gibi hiçbir deprem olmaması öncü olmadığını gösteriyor. Yaşanan hadise kendine özgü bir durum” dedi.
‘Kırılma mı, kopma mı?’

Girit açıklarındaki 6.1’lik depremin ardından başlayan tartışmaları değerlendiren Kocaeli Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Şerif Barış, “Türkiye kendi kıyılarından 450 kilometre uzaktaki depremin artçılarını kaydedemez. Yunanistan, ABD ve AB’nin jeoloji kayıtlarına bakmak lazım. 6.1 büyüklüğündeki bir depremin artçısı mutlaka olur. Dalma-batma kuşağında yaşanan kırılmanın deprem mi, kopma mı olduğunun tam olarak belirlenmesi gerekir” dedi.

‘Tekil sarsıntı olabilir’

İstanbul Teknik Üniversitesi’nden Prof. Dr. Cenk Yaltırak, 6.1’lik depremin olduğu bölgede, mikro sarsıntıları ölçecek sismometre cihazları olmadığını belirterek, “Mikro depremler oluyorsa onu ölçecek cihaz yok. Depremin olduğu alan Marmara Denizi’nin iki üç misli büyük bir bölgeyi kapsıyor. İlla ki büyük artçı olacak diye bir şey yok. Bu tür tekil depremlere de rastlıyoruz. Sonuçta Akdeniz levhası kuzeye doğru kayıyor ve deprem kırılgan kabukta meydana gelmedi. Bu depremin artçısı da öncüsü de olmayabilir. Girit açıklarındaki sarsıntı, kıta kabukları içinde olan depremlerden değil” diye konuştu.

‘Tetikleme olmaz’

Bilim Akademisi Üyesi Prof. Dr. Naci Görür, Yunanistan ve Arnavutluk’ta olan depremlerin Helenik-Adriyatik yay sistemi üzerinde olduğunu, söz konusu sistemin Kuzey Anadolu fay sistemiyle doğrudan ilişkisi bulunmadığını ve Kuzey Anadolu fayını tetikleme gibi bir durumun söz konusu olmadığını açıkladı.


Devami...