Bir şehri güzel kılan önemli unsurlardan biri de mimari yapısıdır. Camiler, kiliseler, kervansaraylar, antik kentlerin yanı sıra tarihi evler de şehirlere zenginlik katıyor. Türkiye’de farklı özelliklere sahip tarihi evleriyle ünlü pek çok ilçe var. Hatta içlerinde Safranbolu, Cumalıkızık gibi UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer alanlar da bulunuyor. Peki, nedir bu evleri özellikli kılan. Tabii ki öncelikle tarihi dokusu. Sonrasında hepsinin özelliği farklı. İşte o evler:
Unesco listesinde
Karadeniz kıyılarını, Batı, Kuzey ve Orta Anadolu’ya bağlayan yol üzerinde yer alan tarihi M.Ö 3000 yıllarına kadar giden Safranbolu, 14. yüzyılın başlarından bu yana Türkler’in hakimiyetinde. Özellikle 18. yüzyılda Asya ve Avrupa arasındaki ticaretin önemli bir merkezi olan ilçe, ahşap yığma evleri ve anıtsal yapılarıyla bütünü sit ilan edilmiş ender kentlerden biri olarak UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer alıyor.
Burada, kent kültürünü en özgün biçimde açığa çıkaran yapılar ise Safranbolu Evleri. Türklerin yaşam gereklerini tüm yönleriyle yansıtan evlerde, dış görünümü tekdüzelikten kurtaran çıkmalar, kente farklı bir görsellik katıyor. “Muşabak” denen kafesler ve ahşap kanatlı pencereler, ahşap yerleşim tavanlar ve bezemeler, demir kapı tokmakları, çeşitli motiflerdeki anahtarlar, malakari cephe süslemeleri, taş işçiliği gibi küçük detaylar Safranbolu evlerinde bütünü tamamlayan unsurlar olarak öne çıkıyor.
Görsel şölen sunuyor
Eskişehir Odunpazarı, ahşap süslemeli, bitişik düzenli, cumbalı evleriyle dikkat çekiyor. Geleneksel Anadolu Türk Mimarisi örneklerini koruyan bölge, “Tarihi ve Kentsel Sit” olarak koruma altında. Dar sokakların iki tarafında bulunan evler, kırmızı, beyaz, sarı, yeşil, mavi duvarları ve kahverengi çerçeveli pencereleriyle görsel bir şölen yaşatıyor. Hem yaşam alanı hem de ailenin ekonomik faaliyetine uygun biçimde tasarlanan evlerde genellikle alt katta mutfak, ahır, çamaşırlık veya depo bulunurken aile, yaşamını üst katlarda sürdürüyor.
Evliya Çelebi’nin de Seyahatnamesi’nde övgüyle bahsettiği Odunpazarı, restore edilen evleriyle günümüzde butik otel, müze, restoran olarak ziyaretçilerini bekliyor.
Birbirlerine saygılılar
Ankara’nın Beypazarı ilçesi de evleriyle ünlü. İç içe yerleşim tarzının benimsendiği ilçede evlerin kapıları, pencereleri birbirine çapraz bakar şekilde yapılmış. İnsanların komşularına ve yeşile saygı göstermesinden dolayı hiçbir yapı diğerinin ışığını kesmiyor. Evler, cumbalı veya guşganalı olan iki ya da üç katlı ahşap yapılardan oluşuyor. Evlerin üst katlarında işlemeden bırakılan bölüme ise ‘çantı’ deniyor. Geleneğe göre Beypazarılılar, dünyada daha yapacak bir şeylerinin kaldığını vurgulamak için bu bölümü işlemeden yarım bırakırlardı. Ahşap dekorasyon sanatının incelikleriyle bezeli Beypazarı evlerinde kapı ve kapı tokmakları ise ailenin kültürel ve sosyal kimliğini belirleyen önemli bir öge olarak karşımıza çıkıyor.

Adından da şirin
İzmir Selçuk’a 8 kilometre mesafedeki Şirince, Türk-Yunan kültürünün izlerini taşıyan, ismi gibi Şirin bir yer. Kurtuluş Savaşı’ndan önce köyde Rumlar yaşıyordu. Savaş sonrasında iki ülke arasında yaşanan mübadele anlaşmasına göre bölgeye Yunanistan’da yaşayan Türkler yerleştirildi. Maya takvimine göre Marduk gezegeninin 21 Aralık 2012’de dünyaya çarpmasıyla yaşanacağı düşünülen kıyametten etkilenmeyecek iki köyden biri olarak ünlenen köy, o tarihten sonra turist akınına uğradı. Köyün ününe ün katan ise evleri. Hiçbiri diğerinin manzarasını kapatmayan evler, genellikle iki, üç katlı. Alt kat yığma taştan yapılıyor ve ahır olarak kullanılıyor. Yaşam alanı olan üst katların ön cephesi ve bazen yan cepheleri sıvalı ahşap bağdadi (çit) tekniğiyle inşa edilmiş. Evlerin ortak özelliklerinden biri de beyaz badanalı, kırmızı tuğlalı olmaları.
Taştan sanat eseri
Taşın yuvaya dönüştüğü yer olan Mardin Midyat, sarı renkteki evleri ve tarihi dokusuyla turistlerin vazgeçilmez adresi. Sırt sırta uzanan taş binalar, kenti adeta açık hava müzesine dönüştürüyor. Evlerin tipik özelliklerini görmek isteyenler için Midyat Konukevi güzel bir adres. Pek çok diziye ev sahipliği yapan konukevinde de görüleceği gibi evlerin en alt katı ana kayanın oyulmasıyla elde edilmiş bir oda ve onun ön-bitişiğine eklenmiş bir bölümden oluşuyor.
İkinci katta geniş bir teras ile üç oda var. Bu odalar L şeklinde dizilmiş. Üçüncü katta ise yine geniş bir teras ve iki oda bulunuyor. Odaların arasındaki koridordan dar ve tünel gibi bir merdivenle üçüncü kata çıkılıyor. Burada bir teras var. Bu tek odanın giriş kapısının bulunduğu koridorda küçük bir cumba yer alıyor. Bu kattan odanın damına çıkılıyor. Konukevinin avlusunda bulunan ve mutfak amacıyla kullanılan yapının içinde su kuyusu da yer alıyor.
Zamanda yolculuk
Bursa’nın Cumalıkızık Köyü, Osmanlı mimarisini bozulmadan günümüze taşıyan 700 yıllık evleriyle ünlü. UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde de yer alan Cumalıkızık’ta 180’i halen kullanılan, 270 ev var. İki, üç katlı olan evlerin zemin katları ahşap hatıllı moloz taş duvar, üst katları ise kerpiç dolgulu ahşap iskelet sistemle yapılmış. Konutların dış kısmında, zemin ve birinci katlar ile avlular 3 metrelik duvarla örtülü. Bu duvarlar evin içinin görünmesini engellerken, üst katlarda kafesli veya cumbalı pencereler dikkat çekiyor.



Devami...