Muğla, Antalya - Tek başına tüm Avrupa'da bulunan bitki türlerinden yaklaşık yüzde 70'ine ev sahipliği yapan Anadolu, üç kıtanın kavşağındaki konumuyla yerkürenin en şanslı coğrafyalarından biri. Aynı anda hem Asya hem Avrupa kıtasının iklim ve yeryüzü şekillerini barındıran Türkiye'deki 12 bin 141 bitki türünden 3 binden fazlası sadece ülkemiz topraklarında yetişen endemik özelliği barındırıyor. Dünyanın yakın geleceğini tehdit eden iklim krizi nedeniyle küresel anlamda azalan hayvan ve bitki çeşitliliğini korumak için Tarım ve Orman Bakanlığı'nın yürüttüğü "Nuh'un Gemisi Ulusal Biyolojik Çeşitlilik Veritabanı"na bin 263 hayvan kaydedildi. 852 bin 643 noktada yaklaşık 2 milyon verinin kaydedildiği Anadolu, Kuzey Yarımküre'nin ılıman kuşağında olmanın avantajını zengin orman örtüsüyle taçlandırıyor. Ülkemizin biyoçeşitliliğini borçlu olduğumuz ormanların önemi 2021 yaz aylarında yaşanan yangınlarla bir kez daha anlaşıldı. İklim değişikliğine bağlı küresel ısınmanın etkileriyle dünya genelinde artan orman yangınları zengin habitatlara ve yaban hayatına zarar veriyor. 2021 yılında ülkemizde çıkan orman yangınlarının oluşturduğu tahribatın giderilmesi için sürdürülen çalışmaları yerinde gözlemleyerek hazırladığımız yazı dizisinde, doğanın kendini yenileme gücünün insan etkisiyle birleşiminin umut verici sonuçlar verdiğine tanık olduk.

15 günde 127 bin hektar
2021 yılı boyunca 2 bin 793 yangında toplam 139 bin 503 hektar orman alan zarar görürken, yaza damgasını vuran en büyük çevre felaketlerinden biri 28 Temmuz-13 Ağustos tarihleri arasında yaşanmıştı. 28 Temmuz 2021'den itibaren Akdeniz bölgesinde etkin olan Basra alçak basıncı, orman yangınları için uygun zemini oluşturmuştu. Meteorolojik şartların normalin çok üstünde gitmesi nedeniyle 15 gün içinde 126 bin 655 hektar orman alanı yandı. Orman yangınlarına karşı duyarlı olan ekipler, 40-20-40 formülünde kırmızı alarm durumuna geçiyor. Havanın 40 derecenin üstünde, nispi nemin yüzde 20'nin altında ve rüzgar hızının 40 kilometrenin üstünde olması orman yangınları için uygun zemini hazırlarken, Orman Genel Müdürlüğü alevleri büyümeden kontrol altına almayı hedefliyor. Muğla ve Antalya şehirlerinde ekonomiyi ve turizmi olumsuz etkileyen 375 ormanlık alandaki 372 kırsal alan yangını tüm yıl boyunca Anadolu'da zarar gören ormanların yüzde 91'ini oluşturuyor.
Rakamlarla 2021 yaz yangınları
Ülkemiz ormanlarının yüzde 54’ü yangına hassas alanlardan oluşuyor. Son iki yılda toplam beş büyük orman yangını meydana gelirken, son dönemde yaşanan yangınların 16’sı, büyük orman yangını kategorisindeydi. Orman yangınlarına karşı mücadele veren kahramanlarımız ise sadece alevlere karşı değil hava sıcaklığının 40 dereceyi aştığı, rüzgarın 70 km/saate ulaştığı, nemin yüzde 10 seviyelerine indiği iklim koşullarına da direniyor. Yangınlarda 18 uçak, dokuz insansız hava aracı, bir insansız helikopter, 68 helikopter, binden fazla arazöz ve su tankeri, 680 iş makinesi, 6 binden fazla personel ve binlerce gönüllü mücadele etti. Diğer devlet kurumlarından takviye edilen 8 bin personel ve binden fazla araçta Muğla ve Antalya şehirlerinde görev yaptı. Yangınlarla mücadele Ankara’daki Orman Genel Müdürlüğü Yangın Yönetim Merkezi’nden yürütülürken, teknoloji etkin kullanıldı. Anlık hava görüntüleriyle, orman gözetleme kulelerindeki gözlemler ve termal kamera görüntüleri birleştirildi. Vatandaşlar her doğal afette olduğu gibi büyük bir cesaret ve azimle alevlerin bastırılmasında etkin rol oynadı. Yangınlarda ormanların yanında 72 bin dekar ekili ve dikili alan, bin dekar sera, 2 bin 590 ton depolu ürün, 2 bin 600 tarımsal yapı zarar gördü. 395 büyükbaş hayvan, 4 bin 505 küçükbaş hayvan, 7 bin 749 arı kovanı, 29 bin 600 kanatlı hayvan yok oldu. Vatandaşların telef olan hayvanları ve arı kovanları için ORKÖY hibe programı uygulanıyor. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 169’uncu maddesi yanan ormanlık alanların ağaçlandırma dışında amaçla kullanılamayacağı hükmü kaçak yapı ve turizm tesisi gibi betonlaşmanın önüne geçilmesinde en büyük dayanak.
Üç yöntemle müdahale
Antalya’nın Manavgat, Muğla’nın Bodrum, Milas ve Marmaris ilçeleri yangında en büyük zararı gören ilçeler olarak öne çıkarken, yangınlarda kaybedilen kızılçam ve meşe ağaçlarının yerine zakkum, harnup, defne, servi, meşe ve kızılçam gibi ağaçlar dikiliyor. Orman Genel Müdürlüğü’nün yürüttüğü yeniden ağaçlandırma çalışmalarının yüzde 70’i tamamlandı. Çalışmaların yüzde 54’ü “doğal gençleştirme” olarak adlandırılan tohum bırakılarak arazinin kendi halinde yenilenmesi şeklinde yürütülüyor. Yeniden fidan dikilen alanın oranı yüzde 25. Yanan arazinin yüzde 21’inde ise mevcut haliyle bırakılarak maki başta olmak üzere tüm bitkilerin yeniden yeşermesini amaçlanıyor.
Ormanlık alanlarda yangın sonrası tekrar yeşermesi mümkün olmayacak şekilde zarar gören ağaçlar, Adana ve Mersin şehirlerinden gelen orman köylüleri tarafından düzenleniyor. Yörük kültürüne uygun olarak ormanla yaşamaya alışık olan orman işçilerinin tamamına “Tahtacılar” ismi verilirken, konar göçer yaşam anlayışlarını yangın alanlarında da sürdürüyorlar. Yangınlarda zarar gören ev ve konutların yeniden yapılarak hak sahiplerine verilmesi ise devam ediyor.
Çam balı gecikecek
Gözlemlerimiz sonucu en büyük zararı Marmaris merkezli çam balı üretiminin aldığı sonucuna ulaştık. Dünya çam balı üretiminde dünyada açık ara birinci olan Türkiye adına üzücü haberler aldığımız kızılçam peteklerinin kendini yenilemesi uzun sürecek. Dünya çam balı ihtiyacının yüzde 90’ının karşılandığı ormanlarımızın eski günlerine dönmesi ne yazık ki 15-20 yılı bulacak. Kayaların arasından filizlenen fidanlar, Anadolu’nun kendini yenileme gücünü kanıtlarken yüksek tepelerden yaban otlarını toplayan yörük anneleri yeşil vatan için halen bir şeyler yapılabileceğini gösteriyor.
YARIN: Mavi ve yeşilin birleştiği Marmaris’teki grilik


Devami...