Normalleşme dendiğinde akla ilk gelen aktivitelerden biri de restoran, kafe gibi mekânlara gitmek, vatandaşların %70’i henüz bu tür mekânlara gitmemiş, her on kişiden altısı yakın zamanda gitmeyi de düşünmüyor. Restoran ve kafelere gittiği halde rahat hissetmeyenler de var. Tatil konusunda da benzer bir durum söz konusu. Vatandaşların yarısı zaten bir tatil planı yapmamışlar. Tatil planı yapmış olan her on kişiden yedisi planlarını ya tamamen iptal etmiş, ya da ileri tarihlere hatta gelecek yıla ertelemişler. Yolculuklar için kendimizi en rahat hissettiğimiz taşıt kendi kişisel aracımız. Otobüs, tren, uçak, gemi gibi taşıtlarda kendini rahat hissederek yolculuk yapanların oranı %14-20 arasında değişiyor, insanların en az yarısı bu taşıtlarda yolculuk konusunda rahatsız hissetmiyor. Özetle toplumun çoğunluğu hala endişeli, rahat hissetmiyor, dikkatli olmaya devam ediyor.
Önlemlere devam

Bu tablonun bir tarafı. Diğer yandan ise sosyal mesafenin dikkate alınmadığı çeşitli toplantılar haber oldu. Yaklaşan bayram ile ilgili olarak da önlem alma gerekliliği üzerine tartışmalar oldu. Yani kayda değer bir kesim de, yani milyonlarca vatandaş da normalleşme sürecini daha hızlı bir şekilde yaşıyorlar. Bizim medyada karşımıza çıkan örnekler de daha çok bu kesimde yaşanıyor olsa gerek. Bu kadar büyük bir kitlenin önlemleri gevşeterek yaşaması ciddi bir risk oluşturabilir. 2. Dalganın yaşanmaması için maske, mesafe, temizlik önlemlerini eksiksiz uygulamaya devam etmek şart. Bunu yapmak herkesin sadece kendisini ve yakınlarını koruması için gerekli değil, aynı zamanda önlemlerini almaya devam eden milyonlarca vatandaşa yönelik bir sorumluluk.

“Koronavirüs vaka sayılarındaki düşüş nedeniyle başlatılan normalleşme planı kapsamında kademeli olarak kısıtlamaların kaldırılması konusunda görüşünüzü aşağıdaki ifadelerden hangisi en iyi yansıtır?”




Koronavirüs Salgını ve Toplum: Genel Kamuoyu Araştırması 14-19 Temmuz 2020

Fikrim yok cevabı verenler grafikte gösterilmemiştir.

Araştırmada, Mayıs başından bu yana normalleşme planına dair genel kamuoyunun yaklaşımını takip ediyoruz. Normalleşme planına dair kamuoyundan en yüksek desteğin alındığı dönem sürecin başladığı ilk hafta (doğru buluyorum: %50). Bu dönemde vatandaşların uzun bir süredir devam eden kısıtlamaların bir kısmının esnetilmesi bir kısmının kaldırılması karşısında duydukları heyecanı yansıttıklarını söylebiliriz. Ancak salgının devam etmesi ve virüs vaka sayılarındaki artışın da etkisiyle beraber bu süreci yanlış bulduğunu belirtenlerin oranı arttı. Bugün, toplumun yarısı bu konuda olumsuz görüş bildiriyor (yanlış buluyorum: %52).

Normalleşme sürecinde vatandaşların çoğu halen restaurant, cafe gibi yeme içme yerlerine gitmemiş






Her ne kadar dışarıda yeme-içme mekanları tekrar faaliyete geçmiş olsa da her 10 vatandaştan 7’si henüz dışarıda yeme-içme yerlerine gitmemiş. Burada dikkat çekici olan husus %58’inin yakın zamanda bu tür yerlere gitmeyi hiç düşünmemesi. Bu veri, dışarıda-yeme içme kültürüne sahip toplumumuzda salgına dair endişenin süregeldiğini göstermesi açısından önemli. Diğer altını çizmemiz gereken bir husus ise salgın öncesi dönemde dışarıda sıklıkla veya bazen yiyip içen bireylerin de bu konuda tedbirli davranmaya devam ettiği. Bu bireylerin de yarısı (%50) benzer şekilde henüz yeme-içme mekanlarına gitmemişler ve yakın zamanda gitmek gibi bir planları da yok.

Dışarıda yeme içme konusunda hâlâ rahat hissetmiyoruz





1 Haziran 2020 tarihi itibariyle tekrar faaliyete geçen lokanta, cafe gibi işletmelerin alması gereken önlemler Sağlık Bakanlığı tarafından açıklandı. Bu kapsamda genel kullanım alanı ve oturma alanlarının sosyal mesafeye göre düzenlenmesi, maskesiz müşterilerin içeri alınmaması, her masada el antiseptiği veya kolonya bulundurulması gibi çeşitli önlemler getirildi. Ancak bu önlemler vatandaşların endişelerini henüz ortadan kaldırmamış gözüküyor. %74’ü dışarıda yeme-içme konusunda rahat hissetmediğini söylüyor. Vatandaşların daha rahat hissetmesi için öncelikle işletmelerin yeteri kadar önlem alıp almadığı, alınan önlemlerin virus bulaşma riskini ne derece ortadan kaldırdığı sorularına dair cevapların netlik kazanması gerekiyor.



BU SENE TATİL HAYAL Mi?

Salgının ülkemizde sadece yabancı turist sayısını değil iç pazarda yerli turist sayısını da olumsuz etkilediği aşikar. Biz de araştırmamızda vatandaşların bu sene tatil yapma eğilimlerini anlamak amacıyla vatandaşlara salgın nedeniyle tatil planlarında herhangi bir değişiklik olup olmadığını sorduk. Buna göre toplumun yaklaşık üçte biri (%29) virus yüzünden tatilini gelecek seneye veya sonrasına ertelemiş ya da iptal etmiş. Bu sene tatil yapacağını belirtenlerin oranı ise %20 seviyesinde. Bu oran bu şartlarda sektör açısından iyi bir haber olarak değerlendirilebilir, diğer yandan konaklama için seçilen yerlerin başında memleketteki/köydeki ailelerinin evi veya kendi yazlık evleri geldiğini de belirtmek gerekiyor. Ayrıca kamping alanlarının salgın döneminde popülerleştiğini ve otel, pansiyon gibi konaklama yerlerine benzer oranlara eriştiğini görüyoruz. Tüm bunların yanısıra araştırmada vatandaşların yarısının (%53) zaten gündemlerinde herhangi bir tatil planı olmadığını tespit ettik.


Devami...