17 Ağustos Marmara Depremi’nde ağır kayıplar veren Yalova, beklenen İstanbul Depremi’nden de ciddi şekilde etkilenecek. Buna yönelik çalışmaların aciliyet kazandığı günümüzde çarpıcı bir uyarı da Yalova Jeoloji Mühendisleri Odası İl Temsilcisi, Jeoloji Yüksek Mühendisi Osman Kendir’den geldi. Kendir, Kuzey Anadolu fay bölgesinde artan strese dikkat çekerek ilde acilen bir deprem master planı hazırlanmasının önemine vurgu yaptı. Kendir açıklamasında, “Yalova, mekvii itibarı ile Kuzey Anadolu fay zonu (KAFZ) üzerinde ve tarih boyunca 100-250-500 yıllık periyotlar ile büyüklüğü Mw:7-7,5 ararsında değişen depremlerin oluştuğu bir alanda yer almaktadır. Bölgemizde özellikle, Marmara Bölgesi’nin batısında 17 Ağustos Gölcük ve 12 Kasım Düzce depremleri (1999) sonrasında stres daha da artmıştır. Tarihî deprem kayıtlarına göre de, muhtemel depremin oluş zamanı öne çekilmiştir. Misal vermek gerekirse, Yalova ve civarı, gerilmiş bir yayın üzerinde durmaktadır ve bu yay kopma noktasındadır” dedi.
Öncelikli riskli alanların belirlenmesi ve yol haritasının çizilmesinin önemine işaret eden Yalova Jeoloji Mühendisleri Odası İl Temsilcisi, Jeoloji Yüksek Mühendisi Osman Kendir, “Anlaşılacağı üzere, aktif fay hatları ve etkin deprem bölgesi üzerinde yaşamaktayız. Yalova’nın yaklaşan deprem ve depremlerde (öncesi ve sonrasında) nasıl etkileneceği, neler yapılması gerektiği detaylı olarak incelenmeli ve bu yönde acilen planlama yapılması gerekmektedir. Marmara depremi sonrasında deprem yönetmelikleri defalarca yenilenmiş, kentsel dönüşüm yasaları ile şehirlerin dönüşümü hedeflenmiştir. Ancak bu yasa ve kanunlar çerçevesinde riskli alanlarımız, önceliklerimizin belirlenmesi ve bir yol haritasının oluşturulması gerekliliği ortada durmaktadır. Yol haritamızın belirlenmesi ve belirsizliklerin ortadan kaldırılması, ancak ve ancak Deprem Master Planlarının yapılması ile mümkün olabilecektir” dedi.

“SORUMLULUK ALIN”
Bu kapsamda yerel yönetimleri sorumluluk almaya davet eden Kendir açıklamasında şu sözlere yer verdi: “Deprem master planlarında mevcut yapı stokunun incelenmesi, durumlarının değerlendirilmesi, imar uygulamaları, hukukî boyutları, malî kaynak çalışmaları, eğitim ve sosyal faaliyetler ile afet ve risk yönetimin temel ilke ve esaslarının belirlenmesi amaçlanmaktadır. Master planlarının, ülkemizde İstanbul ve İzmir’de örnekleri mevcut olup, bu planların birden fazla Üniversitenin bir arada çalışması ile Büyükşehir Belediyesi, ilçe belediyeleri, valilik, kurumlar, teşebbüsler ve sivil toplum kuruluşlarının iştirakiyle ve koordinasyonu ile sağlandığı görülmektedir. İstanbul Deprem Master Planı (İDMP) tarafından; kurum ve kuruluşlar arasındaki sorumlulukları, kararları ve yönetimleri belirleyen hususlar, sosyal mukavele olarak tanımlanmaktadır".


Devami...