Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan,sosyal medya hesaplarındankendisi hakkındahakaret içerir paylaşımlarda bulunan, aralarında CHP'li belediye başkanı ve parti temsilcilerinin de bulunduğu 7 şüpheliyle ilgili avukatı aracılığıyla suç duyurusunda bulundu.
Erdoğan'ın avukatı Ahmet Özel tarafından İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına sunulan 7 ayrı dilekçede, Twitter'da paylaşım yapan 6 ve Facebook'ta paylaşım yapan 1 kullanıcının, "kamu görevlisine hakaret " ve "Cumhurbaşkanına hakaret" suçlarını işledikleri belirtildi.
Suç duyurusu dilekçelerinde, @DilaKoyurga, alevdoga1, @uykututulmasi @yasinergull, @volkangurboga, @cinarozcan_tr isimli kullanıcıların Twitter, "Halil Arda" isimli kullanıcının ise Facebooküzerinden yaptıg?ı paylas?ımla suç işledikleri ifade edildi.
Şüphelilerden bazılarının geçmiş dönemde yaptıkları paylaşımlar nedeniyle, basın ve yayın yoluyla o dönem Bas?bakan olarak görev yapmakta olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdog?an'a kars?ı "basın yoluyla kamu görevlisine hakaret" suçundan, bazı güncel paylaşımları nedeniyle de "Cumhurbaşkanına hakaret" suçundan yargılanması istenendilekçede,açılacak kamu davalarında müdahillik talebinde bulunuldu.
"Ağır hakaret ve saldırı"
Dilekçelerde, bu kullanıcıların adı geçen sosyal paylaşım siteleri üzerinden yazdıkları yorumlarla Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kişilik haklarına saldırı kastıyla şeref, haysiyet ve onuruna yönelik alaycı ifadelerle ağır hakaret ve saldırıda bulundukları dile getirildi.
Kullanıcıların yaptıkları paylaşımlara ve paylaşım zamanlarına yer verilen dilekçelerde, öncelikle şüphelilerin sorumluluklarının 5651 sayılı I?nternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla I?s?lenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkındaki Kanun gereg?ince belirlenmesi talep edilirken, bu kişilerin "sosyal medya kullanıcıları" anılan kanunun 1/f maddesi uyarınca içerik sag?layıcılar olduğu aktarıldı.
I?çerik sag?layıcının, internet ortamı üzerinden kullanıcılara sunulan her türlü bilgi veya veriyi üreten, deg?is?tiren ve sag?layan gerçek veya tüzel kis?ileri temsil ettiğine dikkat çekilen dilekçelerde, aynı kanunun 4. maddesinin ise içerik sag?layıcının sorumlulug?unu düzenlediği, buna göre paylaşımı yapanların sorumlu tutulması gerektiğiifade edildi.
"İfade özgürlüğü kapsamına giremez"
S?üphelilerin küfür ve hakaret içeren iddia ve ithamlarının açıkça suç tes?kil ettiği, Anayasa, Avrupa I?nsan Hakları Sözles?mesive mahkeme kararları ile koruma altına alınmıs? olan kis?ilik haklarının alenen ihlal edildiği aktarılan dilekçelerde, şikayetlere konu paylaşımların bu sebeple ifade özgürlüg?ü kapsamına giremeyeceği vurgulandı.
Dilekçelerde, şüpheliler tarafından gerçekles?tirilen eylemlerinTürk Ceza Kanunu'nun (TCK) "Şerefe kars?ı suçlar" bölümündeki yer alan "hakaret" suçlarını oluşturduğu belirtilerek,suçun yasal unsurlarının gerçekles?tig?i, eylemlerin ifade özgürlüg?ü kapsamında deg?erlendirilemeyeceği, ifade özgürlüg?ü ile bas?kalarının hak ve itibarına saygı hakkı arasında demokratik toplumun gerekleri dikkate alınarak adil bir denge kurulması gerektiği, iç hukukta ve Avrupa I?nsan Hakları Sözles?mesindegüvence altına alınan her iki hakkın da aynı derecede ve es?it saygıyı hak ettiği, ifade özgürlüg?ünün, sınırsız bir hak nitelig?i tas?ımadığı, sözles?menin 10. maddesinin 2. fıkrasında belirtilen amaçlarla sınırlandırılabileceği ve demokratik toplumdaki önemine rag?men ifade özgürlüg?ünün, mutlak nitelikte olmayıp bazı sınırlamalara tabi olduğu ifade edildi.
"Kis?isel saldırı içeren sözlerinkabul edilebilir sınırları as?ması..."
İfade özgürlüğünün sınırları konusundaAvrupa I?nsan Hakları Sözles?mesi ve Anayasa'nın ilgili maddelerine yer verilen dilekçelerde, şu ifadeleryer aldı:
"Bas?kalarının s?öhret ve haklarının korunması hakkı ifade özgürlüg?ünün sınırlandırılmasında mes?ru amaçlardan biri olarak hem sözles?me hem de Anayasa tarafından kabul edilmektedir. Bireyin s?eref ve itibarının korunması hakkı, ifade özgürlüg?üne sözles?meyle getirilmis? en önemli sınırlama sebeplerinden birini olus?turmaktadır.
Dolayısıyla iftira, küfür, onur, s?eref ve saygınlıg?ı zedeleyici söz ve beyanlar, müstehcen içerikli söz, yazı, resim ve açıklamalar, savas? kıs?kırtıcılıg?ı, hukuk düzenini cebir yoluyla deg?is?tirmeye yönelen, nefret, ayrımcılık, düs?manlık ve s?iddet yaratmaya yönelik bulunan ifadeler ise düs?ünce özgürlüg?ü bag?lamında hukuki koruma görmemekte, suç sayılmak suretiyle cezai yaptırımlara bag?lanabilmektedir. Anayasa Mahkemesi'nin 2014/1577 numaralı bas?vuru hakkında verdig?i 25 Ekim 2017 tarihli kararda, ifade özgürlüg?ünün sınırsız olmadıg?ı ve kaba, as?ag?ılayıcı, küçük düs?ürücü, abartılı kis?isel saldırı içeren sözlerin (olayın tarafları ve konus?manın çerçevesi politik alanda kalsa bile) kabul edilebilir sınırları as?ması nedeniyle siyasi bir tartıs?ma içindeki bir görüs? olarak deg?erlendirilemeyeceg?i, siyasi kimlig?i de olsa kis?ilerin kaba, sert, as?ag?ılayıcı ifadelere katlanmak zorunda olmadıg?ı ifade edilmis?tir. Böylece Anayasa'nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüg?ünün birtakım sınırlarının oldug?una karar verilmis?tir."
Dilekçelerde, şüphelilerin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı toplum nezdinde küçük düs?ürmek ve Erdoğan'a hakaret etmek kastıyla gerçekles?tirdig?i eylemleri nedeniyle, s?ahsa yönelik yapılan saldırının önlenmesi ve suçu sabit olan s?üphelilerin cezalandırılması maksadıyla başsavcılığa bas?vurma zarureti dog?duğu da aktarıldı.
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına sunulan farklı dilekçelerde, şüpheli sosyal medya kullanıcılarının gerçekleştirdikleri paylaşımlar ek olarak sunuldu.
Türk Ceza Kanunu'nun "kamu görevlisine hakaret" suçunu düzenleyen 125. maddesinde, 1 yıldan 2 yıl 4 aya, "Cumhurbaşkanına hakaret" suçunu düzenleyen 299. maddesinde ise 1 yıldan 4 yıl 8 aya kadar hapis cezası öngörülüyor.
Avukat Ahmet Özel'den açıklama
Ahmet Özel, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, dün itibarıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan'a galiz şekilde hakaret ve küfür edenCHP İzmir Teşkilatında değişik kademelerde görevde bulunan 5 kişi hakkında suç duyurusunda bulunduklarını söyledi.
Özel, şöyle devam etti:
"İçinde parti yönetiminde üst konumda bulunan, belediye başkanlığı, il yönetim kurulu üyeliği, gençlik kolları başkanlığı, belediye meclis üyeliğinde bulunanlar var.Bu şahısların hepsinin benzer şekilde ağır hakaretlerle Cumhurbaşkanımızı hedef alması, bu işin sistematik olarak parti politikası gibi uygulandığını göstermektedir.Her fırsatta, siyasette ahlak, erdem ve etik ilkelerden bahseden CHP yöneticilerinin Cumhurbaşkanımızıhedef alarak hakaret etmeleri, bize bunlarınhiçbir değerinin olmadığınıgöstermektedir."
Bu durumun istisna bir durum olmayıp artık CHP'ningenel durumunu gösterdiğini anlatan avukat Özel, şunları kaydetti:
"Nitekim en son yakın zamanda CHP Genel Başkan YardımcısıEngin Özkoç olmak üzere, bundan önceki süreçlerde de CHP'de siyaset yapan milletvekillerinden, grup başkan vekillerine birçok kişi Sayın Cumhurbaşkanımızagaliz şekilde hakaretler etmişlerdi. Dolayısıyla bu durum CHP'li yöneticilerin demokratik değerlerden ne kadar uzak olduğunu bir kere daha bizlere göstermiştir.
Bugün 27 Mayıs darbesinin 60. yılı, o gün bu darbeyi yapanlara en büyük destek veren, tabiri caizse darbenin ortağı olan siyasi düşünce, şimdi de bu dili kullananların babalarından dedelerinden başkası olamaz kanaatindeyim. Ancak biz her zaman Cumhurbaşkanımıza karşı bu dili kullananların takipçisi olacağız. Hem teşhir edeceğiz ve hem de gerek cezai gerek hukuki müracaatlarımızı yaparak hukuk önünde hesap soracağız. Kimse bu hakaretleri şu zaman oldu, geçti vesaire diye veya insan hakları ve düşünce özgürlüğü söylemi ile lütfen savunmasın. Hakaret ve küfür içerikleri delildir ve sabittir."
Suç duyurusunda şüpheli olarak yer alan 7 kişiden Halil Arda'nın Gaziemir Belediye Başkanı, Dila Koyurga'nın CHPKarabağlar Belediye Meclis Üyesi, Yasin Ergül'ün CHPİzmir İl Başkan Yardımcısı,Volkan Gürboğa'nın CHP İzmir/Karabağlar eski gençlik kolları başkanı ve halen İl Yönetim Kurulu Üyesi ve Caner Gül'ün İzmir CHP Teşkilatı üyesi oldukları öğrenildi.


Devami...