Etiketlenen üyelerin listesi
Toplam 1 adet sonuctan sayfa basi 1 ile 1 arasi kadar sonuc gösteriliyor
Konu: Bandırma’dan Çankaya’ya
-
19.Mayıs.2020, 08:01 #1
- Üyelik tarihi
- 05 Ağustos 2016
- Mesajlar
- 143,936
- Tecrübe Puanı
- 152
Bandırma’dan Çankaya’ya
Mustafa Kemal Atatürk’ü ulusal kurtuluş savaşımızı başlatmak üzere İstanbul’dan Samsun’a götüren Bandırma vapurunda görevli 21 kişiden biri kamarot Hacı Tevfik Ulusu’ydu.
16 Mayıs 1919’da babası Hacı Tevfik’in Mustafa Kemal ile tanıştırdığı Nuri Ulusu, sekiz yıl sonra Çankaya’daki Cumhurbaşkanlığı Köşkü’nün kütüphanecisi oldu. Büyük önder ile ailesinin Bandırma vapurunda başlayan dostluğunu anlatan kamarot Hacı Tevfik Ulusu’nun torunu, Nuri Ulusu’nun oğlu Mustafa Kemal Ulusu, “Büyük önderi 1919’da İstanbul’dan son uğurlayan ve muzaffer bir kurtarıcı olarak 1927’de İstanbul’a tekrar gelirken yanında olan babam Nuri Ulusu” dedi.
Birinci Dünya Savaşı’ndan yenik çıktığı için emperyalist ülkeler tarafından işgal edilen Anadolu topraklarında yaşayan Türk ulusunu kurtaran Mustafa Kemal Atatürk’ün 101 yıl önce yaptığı tarihi yolculuk, bugün bile aynı coşkuyla hatırlanıyor. 9. Ordu Müfettişliği görevine atanan Mustafa Kemal’i, 16 Mayıs 1919 günü Kız Kulesi açıklarında bekleyen 48 metre uzunluğundaki vapurda 21’i mürettebat toplam 76 kişi bulunuyordu. Türk ulusunun kurtuluş yolculuğuna şahit olan 76 kişiyi taşıyan vapurun kaptanı İsmail Hakkı Durusu’nun yanına çağırarak “Aman gözünü Mustafa Kemal’den ayırma, bu halkın tek umudu O. Paşa sana emanet” dediği kişi Hacı Tevfik Ulusu’nun torunu Mustafa Kemal Ulusu, ailesinin üç kuşaktır koruduğu duygu yüklü hatıraları Milliyet’e anlattı.
‘Bu ülke gençlerin’
1984-85 yılları arasında Türkiye Futbol Federasyonu Başkanlığı’nı yapan Mustafa Kemal Ulusu, “Bandırma vapurunun 1. Kamarotu dedem Hacı Tevfik Kaptan, İsmail Hakkı Durusu’nun en büyük yardımcısıymış. Dedem 15 Mayıs akşamı Unkapanı’ndaki evine gelerek babaannem Şükriye Hanım’a ‘Hanım bavulumu hazırla, yarın Mustafa Kemal Paşa’yı Anadolu’daki kuvvetlerin başına götüreceğiz, dönüşte yolcu ve yük alacağız’ deyince babam Nuri Ulusu çok heyecanlanmış. Babasına ‘Beni Mustafa Kemal’le tanıştır’ ısrarında bulununca ertesi gün ailece Sirkeci’ye gitmişler. Dedem, eşini iskelede bırakmış, 14 yaşındaki babamı kayığa bindirerek vapura götürmüş. Babam vapurun kamarasında tanıştığı Mustafa Kemal’den ‘Bu ülke hepimizin ama esas siz gençlerin. Mücadeleden yılmak yok tamam mı?’ sözlerini duymuş. Babam Nuri Ulusu, Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasının ardından 1927 yılında askerlik görevi için Çankaya Köşkü Muhafız Alayı’na atandığında ise kader ailemize büyük bir dönüm noktası sunmuş” dedi.
‘Yanından ayrılmadı’
Sekiz yıl sonra bu kez kitap okumayı çok seven genç bir asker olarak babası Nuri Ulusu’nun Atatürk’ün karşına çıktığını söyleyen Mustafa Kemal Ulusu, “Babam, Bandırma vapurunun üç günlük tarihi yolculuk öncesindeki tanıştıkları anı ve Hacı Tevfik’in oğlu olduğunu hatırlatınca Atatürk yaverlerine, ‘Bu asker eğitiminden sonra Köşk’te kalacak’ emrini vermiş. Atatürk, Çanakkale cephesinde bile kitap okuyan bir devlet adamı olduğu için kütüphaneye büyük önem veriyormuş. Çankaya köşkünün sofra şefi İbrahim Ergülen, babamı çok sevmiş ve kendini geliştirmesini sağlamış. Kütüphaneci Saip Bey’in yetiştirdiği babam ölümüne kadar Mustafa Kemal’in yanından hiç ayrılmamış. Atatürk’ün kitaplara verdiği önemi bizzat yaşamış, hatta okuduğu 5 bine yakın kitabı düzenleyen kişi olarak pek çok anısı olmuş” diye konuştu.
Babasının unutamadığı bir anısını anlatan Mustafa Kemal Ulusu, “Araştırmayı ve okumayı çok seven Atatürk, sekiz yıl önce ayrıldığı İstanbul’a bu kez ulusunu kurtaran bir lider olarak dönecekmiş. Yüzlerce kitabı İstanbul’a götürme emrini verince babam çok telaşlanmış. Kütüphanedeki kitapları masalara dizen babam bu kadar çok kitabı nasıl götüreceğini düşünürken Atatürk gelmiş. Babamın düşünceli halini gören Atatürk, ‘Merak etme çucuk’ demiş. ‘Çucuk’, Atatürk’ün dilinde Selanik’ten kalma bir deyimmiş ve sevdiklerine söylermiş. İçeri bir manga asker cephane sandıklarıyla gelmiş. Atatürk, ‘Kitapları bu sandıklara koy’ deyince babamın şaşkın bakışlarına büyük lider şu cevabı vermiş. ‘Bu sandıklarla yıllarca silah ve mermi taşıdık. Bu sandıklarla savaşları kazandık, İzmir, İstanbul’u ve tüm Anadolu’yu kurtardık. Ama artık dünyada bilim ve kültür, sanat savaşı var. Biz de bilim savaşına kitaplarla gireceğiz’ demiş. 1 Temmuz 1927’de Atatürk, Ankara’dan İstanbul’a yanında cephane sandıklarındaki kitaplarla gitmiş ve babam yanındaymış” dedi.
‘Adımı büyük önder verdi’
Karadeniz’de seyahatler eden denizci dedesi Hacı Tevfik’in Soyadı Kanunu’nun çıkmasıyla “Ulusu”yu seçtiğini, kendi ismini ise büyük önderin verdiğini söyleyen Mustafa Kemal Ulusu, “Atatürk Dolmabahçe sarayında kütüphanede çalışırken ‘Nuri sen ne kadar şanslısın. Güzel bir ailen, iki kızın var. Allah bana çocuk nasip etmedi, milletimin babası oldum, buna da çok şükür. Ama senin erkek çocuk istediğini biliyorum, sana vasiyet ediyorum, adını Mustafa Kemal koy’ dedikten iki yıl sonra 1940’ta ben doğmuşum. Annem ‘Bu ismi taşımak zordur’ derdi. Bu ismin sorumluluğuyla gençlere faydalı olmaya çalışıyorum, babamın hatıralarından yazdığım kitapla milli mücadele günlerine ışık olmaya çalışıyorum” dedi.
Hacı Tevfik Ulusu
Devami...