Dünyanın siyasi coğrafyası, 1990’lı yılların başında büyük bir değişime sahne oldu. Sovyetler Birliği’nin dağılması ile iki kutuplu dünya sona erdi ve güç dengeleri değişti. Berlin duvarı yıkıldı, Demirperde dağıldı. Bu süreçte, Balkan coğrafyasında acı ve kanlı insanlık felaketleri yaşanacaktı. Bu trajedilerden en kanlı olanlarından biri de, Bosna Hersek’te yaşanan katilamlar olacaktı. Bosna Savaşı, Bosna-Hersek’te 1 Mart 1992’den 14 Aralık 1995’e kadar sürdü. Yüz binden fazla kişinin hayatını kaybettiği bu savaşta, 2 milyon insan yurdunu terk etmek zorunda kaldı. Bu savaşın önlenmesi için BM ve NATO devreye girecekti. NATO, Sırp hedeflerine karşı hava harekatı düzenledi. NATO’nun baskısı sonucunda İzzetbegoviç, Tudjman ve Miloseviç anlaşma masasına oturdu.
Dayton Antlaşması
21 Kasım 1995’te Dayton Antlaşması kabul edildi. 14 Aralık 1995’te bu antlaşmanın son halinin imzalanmasıyla birlikte Bosna Savaşı son bulmuş oldu. Bosna Hersek’in bugünkü siyasi yapısını, 1995 yılında imzalanan Dayton Barış Anlaşması belirlemiş durumda. Bu anlaşma ve ekleri ile ülkenin aynı zamanda devlet sistemi ve anayasası oluşturuldu. Bosna-Hersek, biri Bosna-Hersek Federasyonu, diğeri Republika Srpska olmak üzere iki entite ile Boşnak, Hırvat ve Sırp olmak üzere üç kurucu halktan ve ayrı bir yönetimi bulunan Brçko Bölgesi’nden oluşuyor. Boşnak ve Hırvatların oluşturduğu Bosna-Hersek Federasyonu içerisinde ayrıca 10 kanton bulunuyor. Devlet Başkanlığı Konseyi, üç kurucu halkı temsilen seçilen üç üyeden oluşmakta olup, Konsey Başkanlığı bahsekonu üç üye arasında sekiz aylık dönemlerle rotasyon usulü değişiyor. Bakanlar Konseyi Başkanı (Başbakan) ise Devlet Başkanlığı Konseyi’nin önerisi üzerine, Temsilciler Meclisi tarafından seçiliyor. Devlet Parlamentosu ise Temsilciler Meclisi ve Halklar Meclisi olmak üzere iki kamaradan oluşmakta. Bosna Hersek’te son genel seçim, 7 Ekim 2018 tarihinde gerçekleştirildi. Genel seçimler çerçevesinde Cumhurbaşkanlığı Konseyi üyeliğine seçilen Boşnak, Hırvat ve Sırp adaylar sırasıyla Şefik Caferoviç, Zeljko Komşiç ve Milorad Dodik oldu.
Türkiye, Boşnak halkının yaşadığı acılara hiç bir zaman duyarsız kalmadı. Yürüttüğü diplomasinin yanı sıra 1994 yılında bu yana askeri varlığı ile de sahada oldu. BM Güvenlik Konseyi’nin 23 Şubat 1992 tarihli ve 743 Sayılı Kararı ile tesis edilen askerî güce (UNPROFOR) Türkiye, savaş döneminde alay seviyesinde mekanize birlikle katıldı. Genelkurmay Başkanlığı’nın bilgi notunda, Bosna’daki Türk askerinin varlığıyla ilgili şu bilgiler yer alıyor:
“Dayton Barış Antlaşması’nın (14 Aralık 1995) uygulanması görevinin NATO’ya verilmesi üzerine, önce Uygulama Kuvveti (IFOR) ve müteakiben İstikrar Kuvveti (SFOR) teşkil edilerek bölgede harekât icra edilmiştir. Türkiye, UNPROFOR’a tahsisli alayını takviye ederek tugay seviyesine çıkarmış ve 20 Aralık 1995’ten itibaren bu tugayını IFOR’a tahsis etmiştir. IFOR harekâtının 20 Aralık 1996 tarihinde tamamlanması ve SFOR harekâtının teşkil edilmesini müteakip, bu tugay İstikrar Gücü’ne tahsis edilmiştir. Bölgede zaman içinde yaşanan iyileşmelere paralel olarak, SFOR’da kuvvet indirimi yapılmış, bu kapsamda Türkiye’nin tugay seviyesindeki katkısı da kademeli olarak tabur seviyesine düşürülmüştür.
183 asker personel
İstikrar Gücü’nün görevi, 02 Aralık 2004 tarihinden itibaren Avrupa Birliği’nin teşkil ettiği Avrupa Birliği Gücü’nün (EUFOR) yürüttüğü ve halen devam eden Althea Harekâtına devredilmiştir. Türkiye; AB liderliğinde 02 Aralık 2004 tarihinden itibaren icra edilen Althea Harekâtına hâlihazırda personel sayısı açısından en çok katkı yapan ikinci ülkedir. Türkiye harekâta bir manevra bölüğü ve beş irtibat-izleme timi ile toplam 183 personel katkısı sağlamaktadır. Türk Birliği, Saraybosna’da konuşludur.”
5 ülkede görevde
Türk askeri, bugün dünya barışına katkı görevini Saraybosna’nın yanı sıra Kosova, Afganistan, Lübnan ve Somali’de sürdürüyor.
MUHSİN ERTUĞRUL’UN 41. ÖLÜM YIL DÖNÜMÜ
İlk renkli Türk filmini yönetti


Bugün Türk tiyatrosunun Batılı anlamda kurucusu kabul edilen yönetmen, oyuncu ve yapımcı Muhsin Ertuğrul’un ölümünün 41. yıl dönümü. 28 Şubat 1892’de İstanbul’da doğan Muhsin Ertuğrul uzun sanat yaşamı boyunca Türk tiyatrosuna ve sinamasına öncülük etti. Sahneye ilk kez Burhanettin Tiyatrosu’nda 2 Ağustos 1909’da Canan Doyle’den Decaurcelle’nin uyarladığı Şerlok Holmes oyunundaki Bob rolüyle çıktı. Bir süre oynadıktan sonra ilgi çekti ve oyuncu arkadaşlarından Vahram Popozyum’ın önerisi üzerine 1911’de Paris’e gitti. İstanbul’a döndükten sonra 1913’te arkadaşlarıyla birlikte yeni bir topluluk kurarak Bursa ve İstanbul’da oyunlar sergiledi. Kısa bir süre sinema işlettikten sonra tekrar Paris’e gitti. 1. Dünya savaşı yüzünden geri döndü ve Ertuğrul tiyatrosunu kurdu.
1927’de Darülbedayi’nin başına getirilen Ertuğrul, 1949’da Devlet Tiyatroları’nın ilk genel müdürü oldu. Bu çatı altında operayı yönetti. Tiyatronun yanı sıra sinema alanında da çalışan Ertuğrul, yalnızca yurt içinde 30 film yönetti. Çeşitli türde filmlerin Türk sinemasındaki ilk örneklerini verdi. İlk renkli Türk filmi olan Halıcı Kız’ı da (1953) o yönetti. Tiyatroya yaptığı hizmetlerden ötürü 1931’de Goethe Madalyası’yla ödüllendirilirken Ertuğrul sanat yaşamının 70. yıl kutlamalarına katılmak ve Ege Üniversitesi’nin verdiği onur doktorluğu unvanını almak için gittiği İzmir’de 29 Nisan 1979’da vefat etti.


Devami...