Etiketlenen üyelerin listesi
Toplam 1 adet sonuctan sayfa basi 1 ile 1 arasi kadar sonuc gösteriliyor
Konulanmış Görüntüleme
-
22.Aralık.2019, 08:48 #1
- Üyelik tarihi
- 05 Ağustos 2016
- Mesajlar
- 148,693
- Tecrübe Puanı
- 157
Ağları yırtan golle başlayan hikâye
Türkiye’de bugünkü Süper Lig, yani eski adıyla Birinci Lig, 1959 yılından beri oynanıyor. Ülkenin her dönem en fazla konuşulan bu organizasyonunu tam 60 senedir hem de tribünlerden takip eden bir isim var; Paşalı Birol, gerçek adıyla Vecdi Tekel.
Fenerbahçe tribünlerinin efsanesi, hatta artık sarı-lacivertli kulübün tarihinin bir parçası olan Paşalı Birol’un hikâyesi Galatasaray’ın sembol yıldızı Metin Oktay’ın ağları yırtan unutulmaz golüyle başlıyor.
Paşalı Birol, stadyumlarla ilk buluşma hikâyesini Milliyet’e adeta ilk günkü gibi anlatıyor:
“10 Ocak 1950, İstanbul doğumluyum. 1959 senesinde okuldaki sıra arkadaşım, babasıyla seni maça götürüyoruz dedi. Ben 9 yaşındayım, futbolu severim ama takım tutmuyorum.
İnönü Stadı’na geldik. Arkadaşım Bülent’le en aşağı kadar indik, kenara oturduk.
Fenerbahçe-Galatasaray maçıydı ve stat tamamen doluydu. Taraftarlar yarı yarıyaydı. Metin Oktay bir gol atıyor, top fileleri delip dışarı çıkıyor. Sonra o an arkadaşımın babasına bir baktım, zengin iş adamı gömleğini falan yırttı sinirden. Hemen dedim içimden ben bunlarla gelmem maça artık. Çünkü ben kavgayı küçüklüğümden beri sevmem.
Maçtan sonra arkadaşımın babası Fatih’te bizi bir muhallebiciye götürdü. Sonra demez mi rövanşa beraber gideceğiz. Rövanşın anlamını bilmiyorum ya ben; tamam tamam dedim.
‘Cilalı İbo gibiyim’
3 gün sonra bu adam bizim eve geldi. Babama dedi ki, “Ahmet efendi, geçende ben senin çocuğu izin almadan maça götürdüm, bu sefer de götürmeliyim” dedi. Adam galiba uğur yapmış.
Benim kıyafetler yamalı, Cilalı İbo gibiyim. Hemen arkadaşım Bülent’i çağırdı, senin odandan elbise alın dedi.
Ecevit mavisi bir gömlek giydim ve sarı kravat taktım. Sonra aynada kendimi gördüm, “Ulan dedim Fenerbahçe inşallah kazanır da bu elbiseleri üzerimden almazlar.”
Sonra gittik rövanşa, 4-0 kazanmaz mıyız maçı. Başkanımız o dönem Agah Erozan. 1959, bugünkü ligin ilk kupası. Biz de torpilliyiz, kapı açık sahaya girdik. Biz arkadaşımla Agah Erozan’ın bacağına sarıldık. Sonra kupayı bize de tutturdular. Arkadaşın babasına bir döndüm, sevinçten uçuyor. Zaten bu adamın yanında bir hafta dursan kesin Fenerbahçelisin.
Akşam arkadaşın babası diyor ki ben seni bırakmadan gitmek yok, kapışırız. Yemeğe oturduk, her çeşit yemek var, adam varlıklı baya. Yemekler bitti, masaya Fenerbahçeli bayrak konuldu, arkadaşlarını çağır dedi, herkes geldi. Hepimiz sağ elleri Fenerbahçe bayrağının üstüne koyduk. Bize taraftarlık yemini ettirdi;
‘Fenerbahçe seni ölünceye kadar seveceğiz, hiç bırakmayacağız.’”
‘Maçlara ayran taşıdım’
Paşalı Birol, Fenerbahçe’nin unutulmaz şampiyonluğundan sonra artık hep tribünlerde olmak ister. İşte sarı-lacivertli sevgiyi artık kalbinde hisseden Paşalı Birol’un İnönü’de başlayan ve 60 yıldır devam eden tribün macerası:
“9 yaşından itibaren tribünlere gitmeye başladım. İnönü Stadı’nın önüne ayran arabaları gelirdi. Ben de o ayrancılara yardıma gidiyordum. Kasalarını içeri taşıyordum stada. Adamlar da beni sevdiler. Dedim ki ben para pul istemiyorum, sadece Fenerbahçe maçını izlemek istiyorum. Hatta büfede de çalışırım para istemem dedim. Sandviç ve ayran verirlerdi sadece. Baktılar ben düzgün biriyim, istediğin zaman gel maçlara dediler.”
Paşalı Birol gerçek ismiyle Vecdi Tekel’in eski başbakanlardan Adnan Menderes ile olan çocukluk hatırası dikkat çekiyor.
Adnan Menderes’le şakayla karışık sohbetlerini anlatan Paşalı, merhum başbakanı hiç unutamıyor:
“1960’da Kasımpaşa’da gazete satıyorum, vapur iskelesinin önündeyim. Tam o sırada büyük bir araba yanaştı.
Adnan Menderes indi arabadan. Geldi başımı okşadı, “Okula gitmiyor musun” dedi. Ben de “12.30’da çıktık okuldan, sabahtan gidiyorum. Evet katkı olsun diye gazete satıyorum” dedim. Menderes, “Büyüyünce ne olacaksın” dedi. Ben de “Bakkal olurum” dedim. Ben Adnan Menderes olduğunu bilmiyorum, konuşuyorum öyle. Bakkal olursan kimse sana kız vermez dedi bana, mühendis ya da vali ol diyor. Beyim ben bakkal olacağım dedim inatla. Herkes nasıl gülüyor ama. Adnan Menderes yanımdan ayrılamıyor öyle bir konuşuyorum ki. 1961’de asıldığında çok üzüldüm. Turgut Özal, Adnan Menderes’in mezarını buraya getirdi, ben de onbeş günde bir ziyaret ederim. İlk kazancımla da Eyüp Sultan’da Adnan Menderes’e mevlut okuttum.”
Gelenek Ataşehir’de
Tribünlerdeki meşhur pankartlar ve bugünün kartonlarının hikâyesi de bir o kadar ilginç. Paşalı Birol, Ataşehir’de pankartın yeniden asıldığını ve artık sahalara döndüğünü aktardı: “Pankart olayı şöyle gelişti, bir gün bir tabelacıyla karşılaştım. Bezin üzerine yaparken yanında seyrettim. Çünkü hep artık pankart hazırlayacağım, öğrenmem lazım. Şimdi artık emekliyim tabii, pankart yaptıramam, kartonlara yapıyorum. Spor Sergi ve Abdi İpekçi’den sonra Ataşehir’de de pankart koyduk.
Sarı tribünden Erdi Tiran ve Baran Arslan diye iki kardeşimiz geldi, rica ettiler. Geldik eski pankartlardan seçtik, Ataşehir’de salona astık. Artık statta da yapacağız.”
‘Dükkânlarımı feda ettim’
Sarı-lacivert renklere aşkla bağlı olduğunu dile getiren Paşalı Birol, mobilya mağazalarını bu uğurda kaybettiğini söyledi ve ekledi: “Benim 7-8 tane mobilyacı mağazam vardı. Fenerbahçe için hepsi gitti. Ama 10 dükkân olsun bir kez daha Fenerbahçe’ye feda ederim. Deplasmanlara gittim, tek başıma giderdim. Fenerbahçe mesela Avrupa maçında, ben de giderdim Avrupa’ya. Esnaf adam dükkânda olur, ben maçlardaydım.”
‘Ayda bir Metin Oktay’a giderim’
Paşalı Birol, renk ya da parti ayırt etmeden gönlünde olan herkesin mezarını boş bırakmıyor. Adeta bunu kendine şiar edinen Paşalı, tek tek anlatıyor: “Metin Oktay’ın mezarına ayda bir giderim. Elim ayağım kırılsın ayda bir defa uğramazsam. Ali Sami Yen’e gidiyorum, Özhan Canaydın’a gidiyorum ta Bursa’ya kadar, Baba Hakkı’ya gidiyorum, Süleyman Seba’ya gidiyorum. Fenerbahçe’nin en eski başkanları; Şükrü Saracoğlu ve Sabri Toprak, ilk kuruculardan Enver Yetiker’in mezarlarına gidiyorum. Bu insanlar çok değerli. Parti ayırımı takım ayırımı yapmam. Ne olursa olsun, insanların kavgası beni ilgilendirmez. Giderim mezarlarına.”
‘Paşalı Birol’ ismi nasıl çıktı?
Fenerbahçe’nin efsane taraftarının gerçek ismi Vecdi Tekel... Ancak kendisi Paşalı Birol imzasıyla tribünlerde yer alıyor.
Bu ismin nerden geldiği de ilginç bir hatıraya sahip: “Benim adım Vecdi Tekel... Ben ticaretle uğraşıyorum. Vecdi Tekel diye asarsam reklam olurdu. Maliyeye kayıtlıyım, ismimi koyarsam haksız reklam olur.
Önce Paşalı ve Kocamustafapaşalılar ile Bayrampaşalılar yazdım. Sonra bir gün Kapalı Çarşı’dayım, kapılar kapalı ve sabah 7’si.. Bir tane kadın kapıya vurup sürekli Birol Birol diye bağrıyor bana, ismim öyle kaldı. Kadını tanımam, başka bir Birol’a bakıyordu.
Küçükmustafapaşa’da doğdum, Kocamustafapaşa’da evlendim, Bayrampaşa’da dükkân açtım ve ilk üye olduğum kulüp de Davutpaşa. Bu kadar tesadüf olamaz.”
Paşalı Birol, Galatasaray eski başkanı Selahattin Beyazıt ve Faruk Ilgaz.
‘Süleyman Seba manevi babam’
Paşalı Birol, Süleyman Seba’nın kendisi için çok değerli olduğunu söyledi ve ekledi, “Süleyman Seba benim manevi babam.” Paşalı Birol, Beşiktaş tarihinin unutulmaz ismi Süleyman Seba’nın kendisi için çok değerli olduğunu belirtiyor. Seba’yı ‘manevi babam’ olarak anlatan Fenerbahçe’nin efsane taraftarı anılarını paylaşıyor:
“Süleyman Seba ile ilk tanıştığımız günü unutmam. Manevi babamdır o benim. İlk tanıştığımız gün bana dedi ki, ‘Seni hep görüyordum. Tanışmak istiyordum. Artık hep görüşürüz. Keşke bizim Beşiktaşlılar içinde de senin gibi taraftar olsa.’
Bir gün Süleyman Baba’nın yanına tek başına gittim. Süleyman Seba’nın toplantıda olduğu söylendi.
Beni duyunca Süleyman Baba hemen geldi, bıraktı toplantıyı. Tuttu elimden, futbolcuların imzaladığı bayraklı odaya götürdü. İstediğin zaman evime de gel dedi. 15 günde bir giderdim. Bordo diye restoranına giderdik, yemek yerdik, berberi vardı hemen zaten karşısında orada olurduk.
Süleyman Baba’nın aile mezarına giderdim, Feriköy’de. Sonra beni öyle öğrenmiş. Bazen yazılar koyuyorum, fanatik Beşiktaşlılar koparıyor.”
İki efsane başkan
Fenerbahçe ve Beşiktaş’ın efsane başkanları; Faruk Ilgaz ile Süleyman Seba’nın ortak noktası Paşalı Birol oldu. İkiliyi uzun bir aradan sonra buluşturan Paşalı, unutamadığı bir anısını anlatıyor: “Faruk Ilgaz da manevi babamdır. Bir gün Süleyman Baba’ya ‘sizi buluşturayım’ dedim. Faruk Ilgaz’la Süleyman Seba’nın bir buluşması var, anlatamam. Süleyman Baba, “İstanbul’un içindeyiz, 20 yıldır birbirimizi görmüyoruz. Şu Paşalı olmasa göremeyeceğiz birbirimizi. Bu adam melek gibi ya” dedi. Faruk Ilgaz hemen cevap verdi, ‘Paşalı benim manevi oğlum. Her salı günü gelir yanıma. Beraber yemek yeriz.’Fenerbahçe’nin şimdiki başkanı Ali Koç da, Paşalı için özel bir isim. 9 yıldır kombinesini alan Ali Koç’a her zaman vefa borcu olduğunu söyleyen Paşalı, “Ali Koç’un seçim sürecinde 4 ay hep yanındaydım. 2010’da beni kulübe üye yaptı. 2010’dan sonra tüm seçimlerde Ali bey kime oy verdiyse ben de ona oy verdim. 2018’de aday oldu, ben de kendisine oy verdim. Ali bey tam 7 senedir kombinemi alıyor, bu sene de aldı. Hem de en güzel yerden alıyor. Allah razı olsun.”
Devami...